ÇANAKKALE 1915

 

 

“25 Nisan 1915 Gelibolu ihraç hareketi [çıkarması] ve bu Yarımada’da cereyan eden bütün muharebeler, dünyaya orada kanlarını dökenlerin kahramanlığı ile beraber, bu mücadelenin sebep olduğu zayiatın milletleri için ne kadar elemli olduğunu göstermiştir.”

                                                                                                                                                                        Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK , 1934

 

 

Bigalı Mehmet Çavuş ve Yarbay Mustafa Kemal, 4 Mart 1915

 
25 Şubat 1915 günü işgal donanmasının tüm gün süren ateşinden sonra Boğaz’ın girişinde bulunan, Rumeli tarafında Seddülbahir ve Ertuğrul, Anadolu tarafında ise Kumkale ve Orhaniye Tabyaları tamamen susturulmuş ve cevap veremez hale gelmişlerdi. Dolayısıyla  işgal kuvvetleri rahatlıkla karaya çıkabilecek ve tabyaların tamamen imhasını gerçekleştirebileceklerdi. Ancak savaş süprizlerle doluydu.
 
Her ne kadar Boğaz’ın girişindeki tabyalar kullanılamaz hale getirilmiş olsalar da bu bölge ön gözetleme açısından çok önemli bir bölgeydi. Dolayısı ile Seddülbahir bölgesini savunmakla yükümlü bulunan 9. Tümen’in komutanı Halil Sami Binbaşı gözetleme yapması amacıyla bir takım kadar askerini Sedülbahir Kalesine yerleştirmişti. Bu takım, 27. Piyade Alayı 3. Tabur 10. Bölük eratından oluşturulmuş, 30 kadar erden oluşan ve başlarında Mustafa oğlu Bigalı Mehmet Çavuş’un olduğu takım idi. İşgal güçleri karaya çıkacak olursa destek birlik  gelinceye kadar ilk olarak bu takımda bulunan askerler çıkarmaya engel olmaya çalışacaktı.
 
Bilindiği üzere Yarbay Mustafa Kemal Sofya’da ateşemiliter iken 1.Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine masa başında bir görevde kalmak yerine kendisine cephede bir görev verilmesi için  yazılı olarak Genelkurmay’a başvurmuş ve ısrarı sonucunda kendisine Tekirdağ’da yeni kurulmakta olan 19. Tümen Komutanlığı görevi verilmişti. Derhal göreve başlayan ve askerlerin eğitiminin tamamlanması için çalışan Yarbay Mustafa Kemal kendisine verilen emirle birlikte 25 Şubat günü karargahıyla birlikte Maydos’a (Eceabat) gelmiş ve kendisine Maydos Mıntıka Komutanlığı görevi verilmişti. Kısacası artık Maydos mıntıkasında karanın güvenliğinden o sorumlu idi.
 
4 Mart 1915 günü işgal kuvvetlerinin bir kısım askeri teknelere bindirilerek boş olduğunu düşündükleri Seddülbahir’e çıkarma yaparlar. Ancak karaya ayak bastıklarında gözetleme görevinde bulunan Mehmet Çavuş emrindeki takım ateş açar. Karşılıklı ateş sırasında bir ara Mehmet Çavuş’un tüfeğinin mekanizması tutukluk yapar, öfkelenen Mehmet Çavuş tüfeği düşmana doğru fırlatır ve sonrasında yerden bulduğu taşları düşmana karşı atmaya başlar. Çatışma sırasında önce başından sonra sol göğsünden yaralanır ve gözünü sıhhiye çadırında açar. Ancak onun bu davranışını gören erler daha da cesaretlenmişler ve artık açıktan ateş etmeye başlamışlardır. Karaya çıkmakta olan işgal kuvvetleri askerleri durumu görünce geri çekilirler.(1)
 

O gün Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa ile birlikte Kilitbahir’de incelemelerde bulunmakta olan Yarbay Mustafa Kemal bu görevi sona erince Maydos’a doğru dönmekte iken kendisine Seddülbahir’e asker çıkarıldığı haberi gelir. 19. Tümen’i harekete hazır hale getirir ve 26. Alay komutanına “Bizzat şimdi yanınıza hareket ediyorum, benim buraya gelişime kadar sahile çıkmış olan düşman mutlaka denize dökülecektir.” Emrini telefonla bildirir. Önce Kirte’ye oradan Seddülbahir’e geçer. Sonrasını Yarbay Mustafa Kemal şöyle anlatır:

 

Gece karanlıkta yaralıları dolaştığım sırada Mehmet Çavuş namında birinin düşmana hücum esnasında elindeki silahın işlemez hale gelmesinden dolayı, hücuma taşla devam ettiğini gördüm. İyi bir örnek olduğu düşüncesi ile, hemen Mehmet Çavuş’un nişanla ödüllendirilmesini arz ve rica ettim.” (2)

 

 

 

Yarbay Mustafa Kemal’in aynı gün saat 20.30’da Harapkale’den çarpışma ile ilgili Müstahkem Mevki Komutanlığına  yazdığı rapor şu şekildedir:
 
1. Düşman saat 14.45’te yedi torpidobot ve beş zırhlı, bir kruvazör ile Seddülbahir’i şiddetle bombardman ettikten sonra sahile yaklaşarak, bir zırhlının çanaklığından açtığı makineli tüfek ateşi desteğinde asker dolu üç büyük kayığı Seddülbahir İskelesi’ne yanaştırıp altmış kadar erini karaya çıkarmıştır. Bu noktaya karşı mevzi alan piyadelerimizin ve bölgedeki topların ateşi ve özellikle 9. Tümen, 27. Alay, 10.Bölük çavuşlarından Mustafa oğlu Mehmet’in komutasında olarak Seddülbahir Kalesi’nde bulunan bir takımın süngü hücumuyla püskürtülmüştür. Adı geçen çavuş, tüfek mekanizmasının işlememesi üzerine taşla, emrindekilere örnek olacak şekilde düşmana saldırmış, kendisi de başından ve sol memesinden yaralanmıştır. Bu çavuşun diğerlerine örnek olması için şimdi bir nişan veya uygun görülecek başka bir şekilde taltifini istirham ederim.
 
2.Şimdiye kadar 4 şehit, 14 yaralımız vardır. Tümeni ordugahına geri gönderdim. Ben Harap Tabya’dayım. Gece yarısından sonra Maydos’a döneceğim.”

 
Mustafa Kemal “Arıburnu  Muharebeleri Raporu” unda Bigalı Mehmet Çavuş olayından şöyle bahseder:
 
Mehmet Çavuş Bigalıdır. Ben kendisini bu savaştan birkaç ay sonra hava değişimi için Biga’ya geldiği zaman gördüm ve savaşın hikayesini kendisinden dinledim. Mehmet Çavuş savaşı şöyle anlatıyordu:
 
Ben mangamla nöbette idim. Düşman gemileri sahili şiddetle bombardman ettikten sonra çıkarma yapmaya başladılar. Bu sırada gizlendiğimiz yerden çıkarak yere yattık ve düşmana ateşe başladık. Düşman da yere yatarak bize ateş ediyordu. Birbirimize çok yakındık. Bir ara tüfeğimin mekanizması işlemez oldu. Hırsımdan tüfeğimi attım. Bunu gören bir düşman eri ayağa kalkarak bana ateş etmeye başladı. Hemen istihkam küreğini çekerek üzerine atıldım. Kaç kişiyi vurduğumu hatırlamıyorum. Gözümü açtığım zaman kendimi sıhhiye çadırında buldum. (3)
 
Bigalı Mehmet Çavuş, madalya ile taltifine uygun görülür ve 12 Nisan 1915 günü “Gümüş Muharebe İmtiyaz Madalyası” ile ödüllendirilir. Mehmet Çavuş’un bu cesareti İstanbul gazetelerinde de yazılır. Müdafaa-i Milliye Dergisi Başyazarı Mehmed Zeki Bey tarafından 11 Mart günü kendisine 10 lira gönderilir(4). Ayrıca Kayserililer tarafından altın bir  saat hediye gönderilir. (5)
 


Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşları ve  bu vatan için canını hiçe sayarak feda eden tüm şehitlerimize şükranlarımla.


Riyad AKPINAR

 

 

Kaynakça:
1-Vahdettin Engin, Muzaffer Albayrak, Çanakkale 1915, 2016 s.53
2- Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu (yayına hazırlayan İsmail Çakmak), 2018, s.17
3-Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2010, s.263
4- Hülya Toker, Mustafa Toker, Çanakkale Muharebeleri Kronolojisi, 2015, s124
5-Vahdettin Engin, Muzaffer Albayrak, Çanakkale 1915, 2016 s.55

 

 

 


 


 

 

 

 

 

 

 
BİGALI MEHMET ÇAVUŞ

 

 

 

           

ÇANAKKALE SAVAŞI  ANA SAYFA

 

PAYLAŞ