24 NİSAN 1915
24 Nisan akşamı Mondros Limanı’nda bindirilmesi tamamlanmış
gemiler ile bu gemileri denizde yol alırken, kıyıda yanaşırken
koruyacak ve çıkarmaları ateşle destekleyecek olan savaş
gemileri 24 Nisan’da karanlık bastıktan sonra İmroz ve Bozcaada
açıklarında birleşirler. 109 harp, 308 tarama gemisi ve özel
çıkarma taşıtlarıyla kıyılarımıza 8 km açıkta dururlar. İki saat
kadar ayın batmasını beklerler ve bu sırada askerini küçük
çıkarma taşıtlarına aktarırlar.
Karakol gemilerini Boğaz’dan dışarıda kullanamayan, kıyı
açıklarını tarayacak ışıldakları bulunmayan Türk Kuvvetleri ise
o gece sessizlik içindedir. Çıkarma
birliklerini saat 02.30 civarında ilk görenler ihtiyat takımı
(3.Takım) gözcüleri Bigalı
İdris ve Gelibolulu Cemil olur.
Gözcüler uzak kıyı sularında yaklaşan bazı gölgeler görmüş ve
bunu bölük komutanına, bölük komutanı ise 2. Tabur komutanına ve
sırasıyla alay ve tümen komutanlığına bildirilmiştir. Ancak
ilerleyen saatte Ay’ın batması ile birlikte gözetleme imkanları
ortadan kalkmıştır.
Kabatepe - Arıburnu bölgesinin savunmasından sorumlu 9. Tümen
27. Alay Komutanı Yarbay Şefik Bey 24/25 Nisan gecesi,
Eceabat'ta konuşlu olan 1 ve 3. Taburlarına Kabatepe'de bir
tatbikat yaptırmış, gece 2 gibi çadırlara dönülmüş ve kendisi de
yorgun argın uykuya dalmıştır. Ancak uyku hali uzun
sürmeyecektir...
O gece Albay John Monash karısına şu mektubu yazmıştır:
"Sefer emrini aldık, birkaç saat içinde en büyük gururumuz
Avustralya'yla birlikte tarihteki en büyük müşterek kara ve
deniz harekatının ateşi içinde olacağız. Başarılı olacağımızdan
hiç kuşkum yok ama yaralanmamamız ve hayatta kalmamız bu kadar
kesin değil. Bu, sana yazma imkanı bulduğum belki de son fırsat,
bu nedenle kısaca ifade etmeliyim ki, inan tek üzüntüm, geri
dönemememin sana, Bert'e ve Mat'a vereceği acıyı düşünmek. Bana
gelince, kaderime razıyım. Zaferin sonunda hayatta kalırsam şan
ve başarı kazanacağım, eğer ölürsem bu, şerefli bir son olacak.
En iyi olasılıkla gençliğimden birkaç yılım kaldı, sonrasında
yaşlılığın çöküntüsü, ürpertisi ve belki de kalıcı bir hastalık
kapıyı çalacak. Öylesine dolu ve hareketli bir yaşamım oldu ki,
ani bir son ihtimali beni üzmüyor. Geçim sıkıntısı çekmeyeceğini
ve gelecekte seni sıkıntıya sokacak zorlukların üstesinden
gelmene yardım edecek pek çok arkadaşımızın hatırım için yanında
olacağını bilmek içimi rahatlatıyor. Eminim seni daima ne çok
sevdiğimi ve attığım her adımda seni düşünerek hareket ettiğimi
biliyorsun. Senin de beni çok sevdiğini ve hatıramı yaşatacağını
biliyorum.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk
olmak üzere, tüm silah arkadaşları ve bu vatan için canını hiçe sayarak
feda eden tüm şehitlerimize şükranlarımla.
1-Behçet Sabit Erduran, Hazırlayan Tamay Açıkel, 1915 Baharında
Çanakkale, 2015
2-Hülya Toker, Mustafa Toker, Çanakkale Muharebeleri Kronolojisi,
2015
3-Telsiz Telgraf İhtiyat Zabiti Tevfik Rıza Bey’in Çanakkale
Günlükleri, Hazırlayan Türkan Doğruöz, 2017
4-Vahdettin Engin, Muzaffer Albayrak, Çanakkale 1915, 2016
5-Gazanfer Sanlıtop, Çanakkale Geçilmedi, Yüzbaşı Mehmet Hilmi, 2006