ÇANAKKALE 1915

 

 

“25 Nisan 1915 Gelibolu ihraç hareketi [çıkarması] ve bu Yarımada’da cereyan eden bütün muharebeler, dünyaya orada kanlarını dökenlerin kahramanlığı ile beraber, bu mücadelenin sebep olduğu zayiatın milletleri için ne kadar elemli olduğunu göstermiştir.”

                                                                                                                                                                          Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK , 1934

 

 

24 NİSAN 1915

 
24 Nisan akşamı Mondros Limanı’nda bindirilmesi tamamlanmış gemiler ile bu gemileri denizde yol alırken, kıyıda yanaşırken koruyacak ve çıkarmaları ateşle destekleyecek olan savaş gemileri 24 Nisan’da karanlık bastıktan sonra İmroz ve Bozcaada açıklarında birleşirler. 109 harp, 308 tarama gemisi ve özel çıkarma taşıtlarıyla kıyılarımıza 8 km açıkta dururlar. İki saat kadar ayın batmasını beklerler ve bu sırada askerini küçük çıkarma taşıtlarına aktarırlar.
 
Karakol gemilerini Boğaz’dan dışarıda kullanamayan, kıyı açıklarını tarayacak ışıldakları bulunmayan Türk Kuvvetleri ise o gece sessizlik içindedir. Çıkarma birliklerini saat 02.30 civarında ilk görenler ihtiyat takımı (3.Takım) gözcüleri Bigalı İdris ve Gelibolulu Cemil olur. Gözcüler uzak kıyı sularında yaklaşan bazı gölgeler görmüş ve bunu bölük komutanına, bölük komutanı ise 2. Tabur komutanına ve sırasıyla alay ve tümen komutanlığına bildirilmiştir. Ancak ilerleyen saatte Ay’ın batması ile birlikte gözetleme imkanları ortadan kalkmıştır.
 
Kabatepe - Arıburnu bölgesinin savunmasından sorumlu 9. Tümen 27. Alay Komutanı Yarbay Şefik Bey 24/25 Nisan  gecesi, Eceabat'ta konuşlu olan 1 ve 3. Taburlarına Kabatepe'de bir tatbikat yaptırmış, gece 2 gibi çadırlara dönülmüş ve kendisi de yorgun argın uykuya dalmıştır. Ancak uyku hali uzun sürmeyecektir...

O gece Albay John Monash karısına şu mektubu yazmıştır:
 
"Sefer emrini aldık, birkaç saat içinde en büyük gururumuz Avustralya'yla birlikte tarihteki en büyük müşterek kara ve deniz harekatının ateşi içinde olacağız. Başarılı olacağımızdan hiç kuşkum yok ama yaralanmamamız ve hayatta kalmamız bu kadar kesin değil. Bu, sana yazma imkanı bulduğum belki de son fırsat, bu nedenle kısaca ifade etmeliyim ki, inan tek üzüntüm, geri dönemememin sana, Bert'e ve Mat'a vereceği acıyı düşünmek. Bana gelince, kaderime razıyım. Zaferin sonunda hayatta kalırsam şan ve başarı kazanacağım, eğer ölürsem bu, şerefli bir son olacak. En iyi olasılıkla gençliğimden birkaç yılım kaldı, sonrasında yaşlılığın çöküntüsü, ürpertisi ve belki de kalıcı bir hastalık kapıyı çalacak. Öylesine dolu ve hareketli bir yaşamım oldu ki, ani bir son ihtimali beni üzmüyor. Geçim sıkıntısı çekmeyeceğini ve gelecekte seni sıkıntıya sokacak zorlukların üstesinden gelmene yardım edecek pek çok arkadaşımızın hatırım için yanında olacağını bilmek içimi rahatlatıyor. Eminim seni daima ne çok sevdiğimi ve attığım her adımda seni düşünerek hareket ettiğimi biliyorsun. Senin de beni çok sevdiğini ve hatıramı yaşatacağını biliyorum. 

 

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşları ve  bu vatan için canını hiçe sayarak feda eden tüm şehitlerimize şükranlarımla.

 

Riyad AKPINAR

 

Kaynakça:

 
1-Behçet Sabit Erduran, Hazırlayan Tamay Açıkel, 1915 Baharında Çanakkale, 2015 
2-Hülya Toker, Mustafa Toker, Çanakkale Muharebeleri Kronolojisi, 2015
3-Telsiz Telgraf İhtiyat Zabiti Tevfik Rıza Bey’in Çanakkale Günlükleri, Hazırlayan Türkan Doğruöz, 2017 
4-Vahdettin Engin, Muzaffer Albayrak, Çanakkale 1915, 2016
5-Gazanfer Sanlıtop, Çanakkale Geçilmedi, Yüzbaşı Mehmet Hilmi, 2006

 


 

 

 

 

 

 

 
24 NİSAN 1915

 

 

 

         

ÇANAKKALE SAVAŞI  ANA SAYFA

 

PAYLAŞ