14 HAZİRAN 1922 - 24 HAZİRAN 1922
Bilindiği üzere Atatürk, Samsun ve civarında meydana gelen asayiş bozulmasını araştırmak ve durdurmak üzere 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilmiş ve 15 Mayıs 1919 günü Samsun'a gitmek üzere İstanbul'dan ayrılmış idi. Annesi Zübeyde Hanım ve kardeşi Makbule (Atadan) Hanım ise İstanbul'da kalmışlardı. Atatürk, 19 Mayıs günü Samsun'a çıktıktan sonra Milli Mücadeleye atılarak yoğun ve yorucu bir sürecin içine girmişti. Bu zaman içerisinde işgalin olduğu İstanbul'a ne kendisi gidebilmişti ne de ailesini İstanbul dışına çıkarabilmişti. Dolayısıyla uzun süredir görüşememişlerdi.
Bir gün Fransız yazar ve Türk dostu Claude Farrere görüşmek üzere Atatürk'ten bir randevu ister. Atatürk görüşme zamanı için 18 Haziran'ı ve yer olarak İzmit'i seçer. İşte beklediği an gelmiştir. İstanbul'a güvenilir kişiler gönderilir. Bu kişiler Zübeyde Hanım'ı gizlice ve değişik bir adla Adapazarı'na getireceklerdir. Atatürk ise Gevye'de bulunan Kocaeli Askeri Grubunu denetlemek üzere Ankara'dan Gevye'ye oradan da Adapazarı'na geçecek, ana-oğul orada buluştuktan sonra birlikte İzmit'e geçeceklerdir. Herşey planlandığı gibi yürütülür ve Zübeyde Hanım ile Makbule Hanım, Adapazarı'na getirilerek Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Baha Bey'in evinde misafir edilir. Atatürk, 13 Haziran 1922 günü, Milli Savunma Bakanı Kâzım (Özalp) Paşa ile birlikte Sarıköy İstasyonu'na gelir burada Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa ile buluşarak vagonda uzun bir görüşme yaparlar. Genel taarruzun Ağustos ayında yapılması kararı o gün verilir. Atatürk, Kocaeli Askeri Grubunu denetlemek üzere buradan otomobille Gevye'ye geçer. Geceyi Gevye'de geçiren Atatürk ertesi gün 14 Haziran günü Adapazarı'na gelir. O günlerde Kocaeli Grubu'nda askeri polis olarak görev yapan ve olayları yakından izleyen Muharrem Giray anılarında buluşma anını şöyle anlatır:
"Atatürk, ertesi günü Komutan Halit Bey'i de yanına alarak Adapazarı'na hareket ettiler. Adapazarı, tarihinin en güzel günlerinden birini yaşıyordu. Kurtarıcısını bağrına basan, İstiklal Savaşı'nın fedaisi, bu şipşirin kasabamız büyük bayramlarından birini kutluyordu. Atatürk'ün valideleri Zübeyde Hanımefendi bir gün önce gelmişler, Askerlik Şubesi başkanı Baha Bey'in İstasyondaki evine misafir edilmişlerdi. Evin önü mahşer gibiydi. Atatürk otomobilinden inerek eve kadar yaya yürümek zorunda kalmıştı. Annesi de balkona çıkmış, oğlunun kendisine doğru güçlükle ilerlemesini seyrediyor, bir yandan da gözlerini siliyordu. Nihayet öyle bir an geldi ki, Atatürk balkona çıkmış, annesinin kolları arasına atılmıştı. Meydandaki kalabalıktan çıkan (Yaşa!, Varol! Allah ayırmasın..) sesleri yükseliyor, kadınlar ağlayarak dua ediyorlardı. Gönülleri dolduran bu sahne de sona erdi. Atatürk, o gün ve geceyi annesi ile birlikte bu evde geçirdiler."
Atatürk, 17 Haziran 1922 günü Claıude Farrere ile görüşmek üzere İzmit'e gider ve daha sözleştikleri şekilde 18 Haziran'da görüşme gerçekleşir. O gün İzmit'te Vakit Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin (Yalman), Vakit yazarı Hakkı Tarık (Us), Tevhid-i Efkar Gazetesi yazarı Velid, İstanbul Kızılay Cemiyeti Başkanı Hamit ve Genel Sekreteri Macit Beyler de vardır. Atatürk Fransız yazar onuruna verilen çayda şunları söyler:
-Türkiye halkı, asırlardan beri hür ve müstakil yaşamış ve bağımsızlığı hayat gereği saymış bir milletin kahraman evlâtlarıdır. Bu millet bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.
Vakit Gazetesi muhabirine verdiği demeçte ise şunları söyler:
-Geçen sene İnebolu’yu bombardıman etmişlerdi; bu sene de Samsun’u. Bu gibi canavarca hareketler, milletin vatanını ve bağımsızlığını savunma yolundaki azim ve imanını kuvvetlendirmeden başka bir netice hasıl etmez.
Atatürk, 19 Haziran günü sabahı Claude Farrere ve öteki konuklarla birlikte Adapazarı'na gelirler. İzmit'ten ayrılırken Mutassarrıfa gönderdiği veda telgrafında:
-Kurtuluş ve bağımsızlık mücadelemizde önemli bir yer işgal eden İzmit’ten pek duygulu olarak dönüyorum” yazar.
İstasyon'da ise Claude Farrere'ye şunları söyler:
-Bu yürüyüşümüzle memleketi gerçek neticeye kavuşturacağımıza şüpheniz olmasın!
Yolda gelirken Ahmet Emin (Yalman)'a verdiği demeçte ise ordunun moralinin çok yüksek olduğunu, yakında zafere ulaşacaklarını söyler:
-Orduda mevcut pek yüksek manevî kuvvet, dayanışma, azim ve iman, şevk ve neşe çok defalar gözlerimi sevinç yaşlarıyle dolduracak derecede tesir bırakmaktadır.
Adapazarı'na geldiklerinde kısa bir dinlenmeden sonra Sabiha Hanım Kız Okulunu ziyaret ederek okuldaki elişleri sergisini gezer, jimnastik gösterilerini izler, konser dinlerler. Öğle yemeğinden sonra misafirler Adapazarı'ndan ayrılarak İzmit'e dönerler. Atatürk ise birkaç gün daha kalarak Kocaeli Bölgesi'nde incelemelerde bulunduktan sonra annesi Zübeyde Hanım ile birlikte otomobille 24 Haziran günü Ankara'ya döner.
18 TEMMUZ 1934 - 18 TEMMUZ 1934
Atatürk, 16 Temmuz günü yanında İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Ordu Müfettişi Fahrettin Altay, Prof. Afet İnan, milletvekillerinden Kılıç Ali, Nuri Conker, Hasan Cavit, Salih Bozok, İsmail Hakkı Tekçe ve yaverleri ile birlikte otomobillerle önce Kızılcahamam, ertesi gün Bolu'ya gider. Geceyi Bolu'da geçirdikten sonra 18 Temmuz günü akşamı saat 20.00'de Adapazarı'na gelirler. Burada törenle karşılanırlar. Doğruca Halkevi'ne geçerler. Burada öğretmen, memur, halk Adapazarlılarla görüşmeler yapar. Hasan Cavit Bey'in istasyon karşısındaki evinde biraz dinlendikten sonra gece yarısı tren ile İstanbul'a doğru yola çıkar.
SAKARYA'DA ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFLARI
Kaynaklar:
1- Mehmet Önder, Atatürk'ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Birinci Baskı, 1975
2- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2007
3- Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV, 2006
4- Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
5- Andrew Mango, Atatürk, 2004
6- Fotoğraflarla Atatürk, Genelkurmay Personel Başkanlığı, Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, 2015