17 HAZİRAN 1922 - 19 HAZİRAN 1922
Atatürk’ün Samsun’a çıkmadan önce, Anadolu’ya geçmek üzere, ilk olarak 1919 yılı Nisan ayında, gizlice İzmit’e geldiği, dostu İbrahim Süreyya (Yiğit)'le görüşerek, kendisini Anadolu’ya kaçırması için yardım istediği söylenmişse de bu söylenti belgelenmiş değildir. Onun bilinen olaylar içinde, Atatürk'ün İzmit’te ilk gelişi, 17-19 Haziran 1922 tarihlerine rastlamaktadır.
Atatürk, Büyük Taarruz’dan önce, Kocaeli grubunu denetlemek üzere, 16 Haziran 1922 günü Beypazarı, Nallıhan, Göynük yolu ile Geyve’ye gelir ve geceyi Geyve’de geçirir. Ertesi günü Adapazarı’na gelerek, Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Baha Bey’in evinde konuk olan ve İstanbul'dan 16 Mayıs 1919 günü ayrıldığından beri göremediği annesi Zübeyde Hanım’la buluşur, o gün ve gece Adapazarı’nda kalır. O günlerde, Türk dostu Fransız yazarı Claude Farrere, Atatürk’ten ısrarla görüşme istemektedir. Atatürk bu görüşmeyi kabul etmiş ve 18 Haziran 1922 günü İzmit’te buluşmak üzere randevu vermiştir. Bu amaçla, 17 Haziran 1922 günü özel bir trenle Adapazarı’ndan İzmit’e hareket eder, saat 14:30’da İzmit garına gelir.
Garda Atatürk'ü İzmit Mutasarrıfı Sadeddin Bey ve Belediye Başkanı karşılar. Atatürk tören birliğini selamladıktan sonra, halkın arasına girer onların sevgi gösterilerini içtenlikle karşılar. Bu arada, ilginç bir olay olur. Sevincinden ağlayan yaşlı bir köylü, Atatürk’ün elini öpmek ister. Atatürk eğilerek, bu aksakallı ihtiyarın elini öper. Sonrasında arabalara binilir, doğruca, Atatürk’ün kalması için hazırlanan, halkın Saray adını verdiği Köşk’e gelinir. Daha sonra, Atatürk’ün İzmit’e gelişlerinde gecelediği bu köşk, 1874 yılında Abdülaziz adına yaptırılmış, iki katlı küçük bir saraydır. Atatürk, Köşk’te bir saat kadar dinlendikten ve heyetleri kabul ettikten sonra, Valiliği, Belediye’yi, Askerlik Şubesi’ni ziyaret eder.
Ertesi gün, 18 Haziran 1922 günü, saat 10’a doğru İzmit iskelesine bir Fransız torpidosu yanaşır. Claude Farrere, Atatürk’le görüşmek üzere, İstanbul’dan, İzmit’e gelmiştir. Halkın alkışları arasında iki dost, içtenlikle el sıkışırlar. Birlikte, Claude Farrere için hazırlanan Hafız Rüştü Konağına giderler. Kapalı kapılar arasında uzun uzun görüşürler. Öğleden sonra, Köşk’ün Adliye’ye bakan bahçesinde masalar kurulur, 120 kişilik bir çay şöleni düzenlenir. Atatürk bu şölende uzun bir konuşma yaparak, Claude Farrere’in Türk dostluğuna verdiği önemi, onun Türk Milli Mücadelesine samimi inanışını belirtir, Anadolu’da başlatılan Milli uyanış ve mücadelenin amaçları, bazı devletlerin Türkiye’ye karşı takındıkları haksız ve olumsuz davranışlar üzerinde durarak şunları söyler:
-Saygıdeğer dostumuza memleketimizin her köşesini göstermek, her köşede sabırla, suçsuzca ve fakat kalbinde bir iman, gurur ve istiklal duygusu ile tarlasını süren, koyunlarını güden vatandaşlarımı yakından tanıtmak isterdim. O zaman sayın dostumuz Türkiye’yi Türkiye halkını daha çok sevecek, böyle bir milletin bağımsızlığına el atanların ne kadar duygusuz, ne kadar insafsız olduklarını daha derin bir surette takdir edecektir.
-Türkiye halkı asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı hayat gereği saymış bir milletin kahraman evlatlarıdır. Bu millet bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.
Claude Farrere, Atatürk’ün bu konuşmasını, Fransızca olarak cevaplar.
Çaydan sonra, Atatürk, odasına çekilir ve ertesi günü 19 Haziran 1922’de, Claude Farrere’le birlikte Adapazarına hareket eder. İstasyonda şu konuşmayı yapar:
-Bu yürüyüşümüzle memleketi gerçek neticeye kavuşturacağımıza şüpheniz olmasın.
Yolda, İzmit Mutasarrıfına şu mesajı gönderir:
-Kurtuluş ve bağımsızlık savaşımızda önemli bir yeri olan İzmit’ten duygulanarak ayrılıyorum. Hür ve bağımsız olarak milli davamıza inanan Anadolumuzun Kocaeli bölgesinin kahraman halkına bir daha içten sevgilerimi ve selamlarımı iletirim.
Claude Farrere Adapazarı dönüşünde geceyi İzmit’te geçirir ve ertesi günü 20 Haziran 1922 de Fransız Torpidosu ile İstanbul’a döner.
Atatürk, trenle Adapazarı'na yolculuk sırasında Vakit Gazetesi muhabirine genel durum hakkında şu demeci verir:
-Geçen sene İnebolu'yu bombardıman etmişlerdi, bu sene de Samsun'u. Bu gibi canavarca hareketler, milletin vatanını ve bağımsızlığını savunma yolundaki azim ve imanını kuvvetlendirmeden başka bir netice hasıl etmez.
Atatürk, İzmit’e, ikinci kez 16 Ocak 1923 günü gelmiştir. Başındanberi, Anadolu’da başlatılan Milli Mücadeleyi yazıları ile destekleyen bazı İstanbul gazetelerinin başyazarları, Atatürk’le görüşme isteğinde bulunmuşlardı. Atatürk, bu istek üzerine, 16 Ocak 1923 te İzmit’te bir basın toplantısı yapmayı kararlaştırır. Özel bir trenle önce Eskişehir’e gelir. Burada bir gece kaldıktan sonra, ertesi günü, 15 Ocak 1923 günü, annesi Zübeyde hanımın İzmir’de öldüğü haberini aldı. İzmit’te yapacağı Basın toplantısına çok önem veren Atatürk bu toplantıyı ertelemeyi düşünmüyordu. İzmir’e Yaveri Salih (Bozok)'a bir tel çekerek: "Verdiğiniz ölüm haberi beni çok müteessir etti. Merhumenin münasip bir tarzda defin merasimini ifa ettiriniz. Cenab-ı Hak, millete hayat ve selamet versin." der ve ertesi günü İzmit’e hareket eder. Atatürk, istasyonda törenle karşılanır. Doğruca, kendisi için hazırlanan Köşk’e gelir. Akşam yemeğinden sonra, basın toplantısını yapar. Beşbuçuk saat süren bu toplantıya Tevhid’i Efkar Gazetesi Başyazarı Velit Ebüzziya, Vakit Başyazarı Ahmet Emin (Yalman), Akşam Başyazarı Falih Rıfkı (Atay), İleri Başyazarı Suphi Nuri (İleri), İkdam başyazarı Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), Tanin başyazarı İsmail (Mayakon), o zamanlar Ankara Hükümetinin İstanbul’da siyasi temsilciliğini yapan Kızılay Başkanı Hamid, Ankara’dan Dr. Adnan (Adıvar) ve eşi Halide Edip (Adıvar), İzmit’ten gazeteci Hakkı (Kılıçoğlu) katılırlar. Toplantıda, Hilafet’in kaldırılması, başkentin Ankara olması, harf devrimi, çok partili bir döneme geçilmesi, kadınlara seçilme hakkının tanınması gibi konularda Atatürk geniş açıklamalarda bulunur ve konuşmaları, T.B.M.M.nin yeminli dört sekreteri aynen yazar. Ne var ki, bu açıklamalar bir süre yayınlanmaz. Ancak Atatürk’ün izni ile, 1929 yılında yayınlanır. 1969 yılında da İsmail Arar, geniş bir incelemeyle bir kitap haline getirir.
Atatürk’ün İzmit Köşk’ünün alt salonunda yaptığı basın toplantısı, 17 Ocak 1923 sabah saat 3' te biter. O gün öğleye kadar dinlenen Atatürk, öğleden sonra heyetleri kabul eder, Atatürk aynı gün, annesinin ölümü üzerine kendisine başsağlığı dileklerini ileten kişi ve kuruluşlara, Anadolu Ajans'ı aracılığıyla açık bir teşekkür mesajı yayınlar:
-Validemin vefatından dolayı birçok zevat ve heyetlerden hergün taziyetnameler almaktayım. Dostlarımın teessüratıma iştirakini görmek benim için mucib-i teselli oluyor. Orduları teftiş için sürekli seyahatte bulunmaklığım ayrı ayrı cevap yazmaya mani olduğundan dolayı ajans vasıtasıyla ulaştırılmasına mecbur olduğum teşekkürlerimin kabulünü rica ederim. Bu mesaj, gazetelerde yayınlanır.
Ayrıca Halife Abdülmecit Efendi'nin başsağlığı telgrafına cevap gönderir.
18 Ocak 1923 günü, Anadolu Sineması'nda halkla bir sohbet toplantısı yapar. Bu toplantıda şunları söyler:
-Bütün millet emin ve müsterih olsun ki inkilabı yapanlar menfi kuvvetleri çıktığı noktalarda imha edecek kudret ve kabiliyet ve tedbire sahiptirler.
Atatürk, 1. Ordu Komutanı Nureddin Paşa ile birlikte Yarımca ve Hereke’deki askeri birlikleri denetler. Yarımcalılar, Atatürk’ü ellerinden geldiğince ağırlamış ve bir hemşehrilik beratı ile hemşehrileri yaparlar.
Atatürk, 19 Ocak 1923 günü, Çerkeşli, Tavşancıl ve Gebze yörsindeki ordu birliklerini denetler ve tatbikatı izledikten sonra İzmit’ten ayrılırak Bilecik'e doğru hareket eder.
Atatürk’ün İzmit’e üçüncü gelişi, 12 Eylül 1924 tarihine rastlar. Eşi Latife (Uşaklıgil) ve arkadaşları ile birlikte 30 Ağustos 1924 te Dumlupınar’dan başlattığı 51 gün süren (Anadolu ve Karadeniz Gezisi) sırasında, 12 Eylül 1924 günü Gemlikten İzmit’e gelir ve Trabzon'a gitmek üzere, burada bekleyen Hamidiye zırhlısı ile İstanbul Boğazını geçerek, Karadeniz’e açılır.
Ayrıca 21 Eylül 1925 günü, Ankara’dan özel bir tren ile İzmit’e gelir ve Bursa’ya gitmek üzere, burada bekleyen Ertuğrul yatına biner, geceyi limanda geçirir. 22 Eylül sabahı Mudanya’ya hareket eder.
Atatürk, 1 Temmuz 1927 de, İstanbul’a gitmek üzere trenle Ankara'dan İzmit’e gelir. İzmit Garında kısa bir dinlenmeden sonra Ertuğrul yatına binerek İstanbul’a hareket eder. Atatürk 16 Mayıs 1919 günü ayrılmış olduğu İstanbul'a, Kurtuluş Savaşı' ndan sonra ilk defa 1 Temmuz 1927 günü gider.
24 TEMMUZ 1933 - 24 TEMMUZ 1933
1933 yılı Temmuz ayında Yalova’da dinlenmekte olan Atatürk, 24 Temmuz 1933 günü İstanbul’a dönerken, yolu üzerindeki Karamürsel’e uğrar. İskelede coşkun gösterilerle karşılanan Atatürk, önce bir gazinoda oturur kahve içer, sonra da yeni yapılan evlerin birinin bahçesinde, ayrıca Askerlik Şubesi Parkında bir süre dinlenerek Karamürselliler’le görüşür. Atatürk’ün içtiği kahvenin fincanı ve tabağı aile tarafından saklanmaktadır.
5 Mayıs 1934’te Gölcük’teki donanmayı denetleyen Atatürk, önce Derinceye, 6 Mayıs’ta da İzmit’e gelir, kısa bir süre kaldıktan sonra Ankara’ya döner.
Atatürk, trenle İstanbul’a her gidişinde, İzmit Garında bir süre dinleniyor, İzmitlilerle görüşüyordu. İzmit Onu ölümünden 9 gün sonra, Yavuz’un getirdiği katafalkıyla gözyaşları içinde kucaklamış, 19 Kasım 1938 günü saat 22' de İzmit Garı’nda bekleyen özel trene bindirilmişti.
KOCAELİ' DE ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFLARI
Kaynaklar:
1- Mehmet Önder, Atatürk'ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Birinci Baskı, 1975
2- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2007
3- Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
4
- Andrew Mango, Atatürk, 20045
- Fotoğraflarla Atatürk, Genelkurmay Personel Başkanlığı, Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, 2015