21 ARALIK 1919 - 25 ARALIK 1919
Atatürk, Sivas Kongresinden sonra, Kayseri yoluyla Ankara’ya giderken 21 Aralık 1919 günü akşam saat 20:30’da Mucur’a gelir. Yanında Mazhar Müfit (Kansu), A. Rüstem, Hüsrev (Gerede), H. Rauf (Orbay), Dr. Refik (Saydam), Hakkı Behiç, Şeyh Fevzi, Başyaver Cevat Abbas (Gürer), yaver Muzaffer (Kılıç), Bedri ve öteki arkadaşları vardır. Konukları, Kaymakam Cevat ve Mucur halkı karşılar. Doğruca Hükümet konağına gelirler. Ertesi günü sabahleyin iki otomobil, Atatürk ve arkadaşlarını Hacıbektaş’a götürür.
Atatürk, Hacıbektaş’a uğramayı özellikle istiyordu. Hacıbektaş, Anadolu’da oldukça yaygın ve geniş bir halk kitlesi üzerinde etkili olan Bektaşiliğin merkezi idi. Hacıbektaş Dergah Şeyhi Çelebi Cemalettin burada oturuyordu. O geceyi de Çelebi’nin konağında geçirirler. Ertesi, 23 Aralık 1919 sabahı, Hacıbektaş Dergahı ve Türbesini ziyaret eden Atatürk ve arkadaşları, tekrar Mucur’a gelerek bir gece daha kalırlar. Kafile, 24 Aralık 1919 Çarşamba günü Kırşehir'e doğru yola çıkar.
Kırşehirliler, Atatürk ve arkadaşlarını şehirlerine gelmekte olduğunu öğrenir öğrenmez büyük bir hazırlığa girişirler. Kırşehir Mutasarrıf Vekili Ali Hikmet Bey, Kırşehir Gençler Derneği üyelerinden Mustafa Hilmi (Nural), M. Sıtkı (Doğu), Reşat (Özdeş)'le birlikte bir karşılama programı hazırlar. 200 atlı, Kırşehir’in 5 km. Uzağındaki Gölhisar Çiftliği sırtlarında konukları karşılar. Mutasarrıf Vekili ve binlerce Kırşehirli Kılıçcı Köprüsünde beklemektedir. Atatürk ve arkadaşlarının bindiği otomobiller, ardında 200 atlıyla öğleye doğru Kılıçcı Köprüsüne geldiği sırada ortalık karışır. "Yaşa, varol!" sesleri, alkışlar göklere yükselir. Atatürk, otomobilinden iner ve karşılayıcıları selamlar. Mutasarrıf Vekili ve Gençler Derneği yöneticilerinin ellerini sıkar ve teşekkür eder. Kısa bir süre cirit oyununu seyreden Atatürk ve arkadaşları tekrar otomobillere binerek Kırşehir’e gelirler. Şimdiki Gazi İlkokulu önünde, öğretmen ve öğrenciler Atatürk’e bir çiçek buketi sunarlar. Kapı Camiinin önünde otomobilden indikleri zaman kurbanlar kesilir. Doğruca Hükümet Binasına gelirler. Atatürk kahvesini içerken, Kırşehir’in genel durumu üzerine bilgiler alır. Öğle yemeği’nden sonra, Belediyeyi, Ortaokulu, ikindiye doğru da Gençler Derneği’ni ziyaret eder. Dernek Başkanı M. Sıtkı (Doğu) ile üyelerden Cevat Hakkı (Tarım) heyecanlı birer konuşma yaparlar. Atatürk verdiği cevapta, memleketin içinde bulunduğu durumu gözler önüne sererek şunları söyler:
-Milletin bu durum karşısında kabul ettiği nokta, Kuvay-ı milliye’nin amil, irade-i milliyetinin hakim olmasıdır...Müstakil yaşamak için feyizli vatanın teminine muhtacız. Çizdiğimiz bir sınır vardır. Bu sınırı yabancıların elinde bırakmayacağız, emniyetimiz pek güçlüdür.
Akşam olduğunda Atatürk Gençler Derneği’nin defterine aşağıdaki cümleyi yazar ve arkadaşlarına da imza ettirir:
-Kırşehir gençlerinin, vatanımızda gençliğin kıymetli bir örneği olduklarını ispat edecek sağlam ve yanılmaz fikirlerle donanmış bulundukları inancı ile imza ederiz. 24.12.1919.
H. Behiç, A. Rüstem, M. Müfit, Hüseyin Rauf, M. Kemal
Atatürk, Dernek’ten ayrıldıktan sonra, Kırşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Halil (Gürbüz)le bir görüşme yapar. Akşam üzeri, Kuşdili Mahallesindeki Çopur Said’in konağına gider. Geceyi burada geçirecektir. Yemekte, Kırşehir Belediye Başkanı Mahbub ve Belediye üyesi Esat (Ulusoy)la ayrıca görüşür. Gençler, Atatürk’ün kaldığı evin önünde fener alayı düzenler. Burada gençlerden Ömer (Aydın) bir konuşma yapar. Fener Alayını balkondan izleyen Atatürk bu konuşmayı şöyle cevaplar:
-Aziz ve mübarek vatanımızı kurtarmak için bütün aydınların, herkesin hazır olması lazımdır. Vatanın sinesinde kurtuluş çarelerini birlikte, ölünceye kadar aramaya, temin etmeye çalışacağız. Gençlerin, Kırşehirlilerin duyguları hepimizin müşterek davasıdır. Sizlerin bu asil düşüncüleri bizleri çok duygulandırdı. Ben ve arkadaşlarım, sizleri sevgi ile selamlarız..
25 Aralık 1919 sabahı Atatürk, Kırşehirlilerin coşkun gösterileriyle uğurlanır. Atatürk Kaman’a doğru gidiyordu.
Atatürk, 1 Şubat 1934 günü sabaha karşı, yanında Kılıç Ali, Prof. Afet İnan, Falih Rıfkı Atay, Ruşen Eşref Ünaydın, bazı Komutanlar ve öteki arkadaşları olduğu halde, otomobillerle Bala-Kaman üzerinden Kırşehir’e gelir. Kendilerini Kaman’a yakın bir yerde Kırşehir Valisi Nazım Bey karşılar.
Akşam üzeri Kırşehir’in Özbağ’larına varırlar. Karşılayıcılar arasında Kırşehir eski milletvekillerinden Müfit (Kurutluoğlu)'nun eşi de bulunmaktadır. Müfit Hoca, Büyük Millet Meclisi’nde muhalefet gurubu üyelerindendir, Atatürk, Müfit Hoca’nın eşine iltifatta bulunur ve teşekkür eder. Atatürk Kırşehir’e girerken Memleket Hastahanesini ziyaret eder. Buradan Halk Partisi binasına gelen Atatürk, konuşma sırasında, arkadaşlarının nerede kalacaklarını sorduğu zaman, bir Genel Meclis Üyesinin eski yazıyla yazılmış bir liste uzatması üzerine Atatürk:
-Ben böyle bir yazı tanımıyorum, diyerek, ayağa kalkar. Duruma üzülen Atatürk dışarı yürür. Ardından koşan Vali, Atatürk’ü Konağına götürür.
Akşam sofrada, Atatürk, Müfit (Kurutluoğlu)'nu sorar. Vali, bir işi çıktığı için Kırşehir’de bulunmadığını, olsaydı sofrada mutlaka bulunacağını söyler. Atatürk şu cevabı verir:
-Hoca burada olmasalardı, eşi onun iznini almadan karşılamaya gelemezdi. Ben, Hoca’nın memleketine misafir olarak geldim. Eski arkadaşlığımızın hatırını sayarak gelmeleri icabederdi. Hoca, eşini göndermek suretiyle Türklerin güzel bir geleneğini ihya etmiş oldular, selamlarımı söylersiniz.
Atatürk, 2 Şubat 1934 günü sabahı Yerköy üzerinden Yozgat’a gider.
KIRŞEHİR 'DE ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFLARI
Kaynaklar:
1- Mehmet Önder, Atatürk'ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Birinci Baskı, 1975
2- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2007
3- Fotoğraflarla Atatürk, Genelkurmay Personel Başkanlığı, Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, 2015
4- Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
5- Andrew Mango, Atatürk, 2004