19 ARALIK 1919 - 21 ARALIK 1919
Anadolu’da Milli Mücadeleyi başlatmış olan Atatürk, Sivas Kongresi’nden sonra, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Temsil Heyeti'ni Ankara’ya taşımayı kararlaştırır. Yanında, Mazhar Müfit (Kansu), Hüsrev (Gerede), H. Rauf (Orbay), Dr. Refik (Saydam), hakkı Behiç, A. Rüstem, Şeyh Fevzi Efendi, Yaver Cevat Abbas (Gürer), Muzaffer (Kılıç), bedri ve başkaları olduğu halde, soğuk bir kış günü, 19 Aralık 1919’da Kayseri’ye gelir. Atatürk’ün şehirlerine geleceğini öğrenen Kayserililer, Çifte Kümbetlere kadar yolun iki yönünü doldurmuş, yüzlerce atlı, Onu ta uzaklardan karşılamak için yollara dökülmüştür. 19 Aralık Cuma günü akşama doğru arabası ve yanında arkadaşları ile görünen Atatürk’ü, Kayserililer, coşkun gösterilerle, kurbanlar keserek karşılamış, Kayseri’nin en gösterişli konağı olan İmamzade Raşit Ağa’nın evinde misafir etmişlerdir.
Atatürk’ün Kayseri’ye gelişini, bu yolculuğa katılan Mazhar Müfit Kansu, anılarında şöyle anlatır:
"Kayseri’ye vasıl olan Mustafa Kemal Paşa, İmamzade Raşit Ağanın hanesine misafir edilmiş, ben ve Hüsrev Bey de bu evde kalacak surette hazırlık yapılmış, Rauf Bey Nuh Efendinin hanesinde, diğer arkadaşlarda diğer zevatın hanelerine misafir edilmişler..
...Gece yarısını geçmiş idi ki, yatak odalarına çekildik. Paşa sağdaki odada, ben karşıdaki odada, Hüsrev Bey de yanımdaki odada mükemmel ve çok rahat yapılmış yataklara kavuştuk. Odalar, yanan sobalarla mükemmel ısınmıştı. Rahat uyuduk. Doğrusu Raşit Ağa’nın misafirseverliğini unutamıyorum.
Sabahleyin mükemmel bir kahvaltı yaptık, evet mükemmel diyorum, bizim aylardır ki, tereyağ, kaymak, süt, bal gördüğümüz yoktu. Bu gibi şeylerden mahrum kaldıktan sonra insan bir gün kavuşursa kıymetleri o zaman daha ziyade artıyor.
Paşa, kahvaltıda yine şakaya başladı. Ev sahibine "Azizim, biz her sabah sütten, kaymaktan bıktık. Sizin meşhur pastırmanız vardır, üzerine birkaç taze yumurta kırılsa da daha kuvvetli bir kahvaltı alsak, nasıl olur. Bugün gezeceğimiz yerler var, öğle yemeğini biraz geç yiyeceğiz" dedi. Ve paşa bana bir göz işareti yaptı. Raşit Ağa: "Başüstüne efendim" diye fırladı."
20 Aralık 1919 Cumartesi günü, Atatürk, Kayseri ileri gelenleriyle bir görüşme yapar. Kayserililer, Sivas Kongresi’ne, Kayserili Katipzade Nuh Naci (Yazgan), İmamzade Ömer ve Ahmet Hilmi (Kalaç)'la katılarak, Kongre’den sonra Kayseri'de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin bir şubesini açmışlardı. Derneğin yönetim kurulu, müftü Ahmet Remzi’nin başkanlığında, Nuh Naci (Yazgan), A. Hilmi Kalaç, Mazhar (Karakaya), Faik (Seler), Mustafa (Ağırnaslı), Uşakizade Osman gibi üyelerden kurulmuş, çalışmalara başlamışlardı. Şimdi, "Temsil Heyeti Başkanı" Mustafa Kemal Paşa aralarındaydı ve onun, memleketi kurtaracağına yürekten inanıyorlardı. O günleri yaşayan A. Hilmi Kalaç, yayınladığı anılarında, şöyle der:
"... Atatürk, hükümet ve Belediyeyi ziyaret ettiler. Halkla ve bilhassa hocalarla toplu bir halde görüşmek arzusunu izhar ettiklerinden, başta Kızıklı Hacı Kasım olduğu halde, ilmiye sınıfının ileri gelenleri, tüccar ve esnaftan bazıları, Raşit Efendi Kütüphanesinde toplandılar. Kütüphaneye gelen Atatürk, hocaların ellerini sıkarak iltifatta bulundu. Memleketin uğradığı haksızlığı, bunu önlemek için milletçe yapılacak vazifeyi tebarüz ettirdi.."
Atatürk o gün, Kayseri İhtiyat ve Zabitan Cemiyeti Merkezi'ni de ziyaret ederek kısa bir konuşma yapar ve "Kayserili ihtiyat zabitan arkadaşlarımın İstiklal mücadelesi uğrunda yaptıklarından ve yapmak istediklerinden tamamen ve memnuniyetle haberdar bulunuyorum" der. O gün akşama kadar Kayseri’de görüşmeler yapan Atatürk, o gece de Kayseri’de kalır. Ertesi gün, 21 Aralık 1919 Pazar günü Kırşehir üzerinden Ankara’ya doğru yola çıkar. Gitmeden önce, Temsil Heyeti'nin candan karşılanışı dolayısıyla Kayserililere şöyle bir beyanname yayınlar:
-Anadolu’nun kalbi heyecanına bu seyahatımızın ilk merhalesinde Kayseri’de temas ettik. Bu temasın bıraktığı hürmet hatırasını ve bağlılığı, şahsen mütehassis olduğumuz kardeşliğin ve nezaketin doğurduğu şükran duygusunu ömrümüz oldukça muhafaza edeceğiz.
Kayserililer Onu Himmetdede’ye kadar uğurlarlar.
Atatürk, 1924 yılı Sonbahar gezisi sırasında, Erzurum’dan Ankara’ya dönerken 13 Ekim 1924 günü saat 17’de Kayseri'ye gelir. Eşi Latife Hanım da bu geziye katılmıştır. Kayseri’den 5 saat uzakta ve Sivas yolu üzerinde Kayseri Valisi Muammer Bey’in başkanlığındaki Cemil Cahit (Toydemir) Paşa, Belediye Başkanı Refet, Mustafa (Ağırnaslı), Nuh Naci (Yazgan), A. Hilmi (Kalaç), Osman (Feyzioğlu) ndan kurulu bir heyet tarafından karşılanan Atatürk, yolda Gezi bucağında biraz dinlenir, Kayseri’ye girerken de halkın coşkun gösterileriyle karşılanır. Doğruca Belediye’ye gelen Atatürk, Burada Belediye Vaşkanı Refet Bey'in konuşmasına karşılık, beş yıl önce yine böyle bir akşam Kayseri’ye geldiğini, geceye rağmen yine bugünkü gibi, Kayserililerin içten sevgileriyle karşılandığını hatırlatır ve halka teşekkür eder. Atatürk o geceyi Kayseri’de geçirir. Gece kaldığı evin önünde toplanan kalabalığa şunları söyler:
-Mazinin kararsız, çürümüş zihniyeti ölmüştür. Bütün dünya bilmelidir ki Türk Milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmaya gücü yetecek kadar kuvvetlidir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar!
Ertesi gün, 14 Ekim 1924 günü Atatürk, Vilayeti, Komutanlığı, Halk Partisi'ni ve Ticaret Odası'nı ziyaret eder. Yeni yapılan devlet hastanesini hizmete açar. Öğleden sonra ise eşi Latife hanım ve öteki konuklarla birlikte Kayseri Lisesini ziyaret ederek, derslere girer. Ayrılırken, lisenin hatıra defterine: "Kayseri Lisesini, müdürüyle, mualimleriyle, bütün talebesiyle Cumhuriyetin ateşli, feyizli bir ocağı bulduk" cümlesini yazarak, eşi Latife ile birlikte imzalar. O gün akşam bir fener alayı düzenlenir. Kayseri Lisesi öğrencisi Behçet Kemal (Çağlar) coşku dolu bir konuşma yapar. 15 Ekim 1924 tarihli Hakimiyet-i Milliye Gazetesinde, 4 sütun üzerine yayınlanan bu ateşli nutuk, Atatürk’ü çok memnun eder.
Atatürk 15 Ekim 1924 günü törenle Kayseri’den ayrılır ve Yozgat’a hareket eder.
Harf Devrimi’nin en heyecanlı günlerinde, Sivas’tan Ankara'ya dönüşte 20 Eylül 1928 günü, Başbakan İsmet (İnönü) ile birlikte saat 14:30 da Kayseri’ye gelen Atatürk, yolda, Gezi bucağında toplanan halka yeni harflerle ilgili sorular sorar. Kayseri'de Belediye bahçesine konulan kara tahta ve tebeşir yardımı ile halkla yeni harfler konusunda sohbet eder, onlara sorular sorar, açıklamalarda bulunur. Gerçekten okuma-yazma seferberliği olumlu gitmekte, yediden yetmişe herkes elinde defter kalem yeni harfleri öğrenmeye ve yazmaya çalışmaktadır. Atatürk, bir başöğretmen olarak başlattığı devrimin en önde gelen görevlisi idi. Gözlemlerinden çok memnundur. Kayseri'de kısa bir süre kalan Atatürk Ankara'ya doğru yoluna devam eder.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın lağvından sonra, Atatürk, 17 Kasım 1930 günü uzun bir yurt gezisine çıkar. Yanında İçişleri Bakanı Şükrü (Kaya), milletvekillerinden Kılıç Ali, Salih (Bozok), Recep (Peker), Recep Zühtü, Cevat Abbas (Gürer), Falih Rıfkı (Atay), Reşit Galip, Ruşen Eşref (Ünaydın), Memduh Şevket (Esendal), Başyaver Rusuhi ve Yaverler, Özel Kalem Müdürü Hasan Riza (Soyak), Sağlık Bakanlığı Mühteşarı Hüsamettin, her bakanlıktan birer müfettiş vardır. Ankara’dan uğurlanan beyaz tren, 18 Kasım 1930 günü saat 13:15’te Kayseri İstasyonu’na girer. Kayseri heyeti, Atatürk’ü, Beydeğirmeni İstasyonu’nda karşılarlar. Atatürk o gün Hükümeti, Kolordu’yu, Belediye’yi ziyaret eder. Kayseri Lisesi’nde derslere girer. Öğrencilerle tarih ve dil konuları üzerinde konuşmalar yapar. Akşama doğru Fırka’da Kayserili’lerle görüşür, halkın derdini dinler. Geceyi trende geçiren Atatürk, ertesi günü, 19 Kasım 1930 saat 14:30'da Sivas’a doğru yola çıkar.
Atatürk, Yerköy’den trenle 4 Şubat 1934 Pazar günü saat 18:20 de Kayseri'ye gelir. Gelirken yol üzerinde Şefaatli ve Boğazköy'de trenden inerek halkla konuşur. O gün akşam Vali Konağında ağırlanan Atatürk, yemekten sonra, balkondan fener alayını seyreder ve gençlere teşekkür eder. Ertesi günü Kayseri Valisi Nazmi Toker’le birlikte Uçak fabrikasını gezer, Kayserililerin kendisine armağan ettikleri Talas Bucağı’ndaki köşkte (Atatürk Köşkü) öğle yemeği yedikten sonra, Kayseri’ye dönerek Hunat Hatun Medresesi’ndeki Müzeyi ziyaret eder. Tarihi birkaç camiyi de gezen Atatürk, Kayseri’deki imar hareketinden çok memnun olduğunu söyler. Saat 15’te istasyona gelir. Niğde’ye doğru yola çıkar.
KAYSERİ' DE ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFLARI
Kaynaklar:
1- Mehmet Önder, Atatürk'ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Birinci Baskı, 1975
2- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2007
3- Fotoğraflarla Atatürk, Genelkurmay Personel Başkanlığı, Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, 2015
4- Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
5- Andrew Mango, Atatürk, 2004