21 HAZİRAN 1920 - 22 HAZİRAN 1920
Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduktan ve Milli Hükümet iş başına geldikten iki ay sonra, Yunanlılar Batı Anadolu’da geniş hazırlıklar yaparak yer yer taarruzlara başlar. Bu taarruzları durdurmak için düzenli bir orduya ihtiyaç vardı. Bu amaçla Batı Cephesi Komutanlığı kurularak 18 Haziran 1920’de Ali Fuat (Cebesoy) Paşa bu cephenin komutanlığına getirilir. Üç gün sonra da Büyük Millet Meclisi Başkanı Atatürk, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ile görüşmek ve Batı Cephesi’ni denetlemek üzere, Ankara’dan hareketle 21 Haziran 1920 günü Eskişehir’e gelir.
Ali Fuat (Cebesoy), sonradan yayınladığı anılarında, Atatürk’le Eskişehir’deki buluşmalarına değinerek: "Mustafa Kemal Paşa, bazı vekilleri de Eskişehir’e, beraberinde getirmişti. İstasyonun müştemilatından olan mektep binasının büyük salonunda geniş bir masanın etrafında toplanmıştık. Masanın üzerinde bir de harita vardı. Yeni hasıl olan durumu esaslı bir surette gözden geçirdik" diyordu. Atatürk, Nutuk’unda :
Eskişehir’e ve ordan ileri bölgelere gittim. Gerek orada ve gerek başka bölgelerde bulunan kuvvetlerimizin düzene sokulmasını buyurdum. Yeniden düşman karşısında düzenli komutaya bağlı cepheler kurulmasını sağladım diyerek gezinin amaçlarını açıklamaktadır. Eskişehir’de araştırmalarını tamamlayan Atatürk, yanında Ali Fuat Cebesoy ve arkadaşları olduğu halde 22/23 Haziran 1920 gecesi Ankara’ya döner.
27 AĞUSTOS 1920 - 28 AĞUSTOS 1920
Atatürk ilk gelişinden iki ay sonra, 27 Ağustos 1920’de, yanında Milli Savunma Bakanı Fevzi (Çakmak) Paşa ve Genelkurmay Başkanı İsmet (İnönü) Bey olduğu halde, Batı Cephesini denetlemek üzere Eskişehir’e tekrar gelir. O gün, aynı zamanda bayramdı. Büyük Millet Meclisi Başkanı imzasıyla, orduya Eskişehir’den şu mesajı yayınlar:
-Cephedeki asker arkadaşlarımızla bayramlaşmak ve vaziyet-i umumiyeyi mahallinde teftiş etmek üzere Müdafaa-i Milliye Vekili ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi ile birlikte Eskişehir’e geldim. Bayramınız mübarek olsun. Vatanımızın tahlisi için giriştiğimiz mukaddes mücahedede inayet-i Hak’la kariben ihraz-ı muvaffakiyet eder ve hakiki bayramlar yaparız.
- Tedbirli ve kararlı çalışmanın teşekküre değer bir sonucu olmak üzere meydana getirilen bu ordunun şimdiye kadar en olağanüstü fedakarlıklar ve zaferlerle dolu olan tarih ve geleneklerine layık fedakarcasına ve gayretle vuruşması çok gereklidir.
Geceyi Eskişehir’de geçiren Atatürk, ertesi gün, Fevzi Paşa, İsmet (İnönü) Bey ve Salih (Omurtak) Bey'le, 28 Ağustos 1920 günü Afyon’a gider ve Uşak Cephesi’nin durumu hakkında bilgi alır.
Atatürk, Batı Cephesi Komutanı ile ters düşen Çerkez Ethem ve kardeşlerini, o günlerde Eskişehir’de bulunan İsmet (İnönü) Bey ile yüzyüze görüştürmek ve anlaştırmak üzere, 3 Aralık 1920 günü akşamı özel bir trenle, Eskişehir’e doğru hareket eder. Bu geziye Çerkez Ethem ve kardeşi Reşit’ten başka, Kazım (Özalp) Paşa, Celal (Bayar), Kılıç Ali, Eyup Sabri, Hakkı Behiç, Afyon Milletvekili Hacı Şükrü beyler de katılırlar. 4 Aralık 1920 sabahı Eskişehir’e gelen Atatürk, düzenli bir kuvvet olan Batı Cephesi Komutanlığı ile dağınık bir çete kuvvetine komuta eden Çerkez Ethem’in arasını bulmak üzere görüşmeler yapar ve ertesi gün 5 Aralık 1920 günü de Ahmet İzzet Paşa başkanlığındaki İstanbul Heyetiyle görüşmek üzere Bilecik’e gider.
Atatürk, Batı Anadolu’da uzun süreli bir geziye çıkmak üzere, 14 Ocak 1923 günü akşamı saat 18:45'te özel trenle Ankara’dan ayrılmıştı. Yanında Ordu Komutanı Kazım Karabekir, Milli Savunma Bakanı Kazım (Özalp), Bolu Milletvekili Cevat Abbas (Gürer), Bursa Milletvekili Muhittin Baha (Pars), Muhafız Tabur Komutanı İsmail Hakkı (Tekçe) beyler ve yaverler vardı.
15 Ocak 1923 günü Eskişehir’e gelen Atatürk, bir süre dinlendikten sonra, saat 16:00’da Hükümet Konağı’na gelerek, çeşitli heyetleri kabul eder, daha sonra valilik salonunda halkın katıldığı bir toplantıda üçbuçuk saat süren bir konuşma yapar. Atatürk bu konuşmasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin genel politikası, memleketin içinde bulunduğu durum, gelecekte yapılması gereken çalışmalar üzerinde durur ve sözü Lozan Konferansı’na getirerek şunları söyler:
Biz bütün milletçe, hükümetçe ve meclise samimi surette sulha taraftarız. Hakikatte sulh hem kendi menfaatimiz, hem de cihanın menfaati için zorunludur. Eğer Avrupa devletleri aleyhimizdeki fikirlerini tashih ve bunu fiilen izhar ederlerse sulhun akdine hiç bir mani kalmaz. Buna rağmen bedemehal harbi sürdürmek isterlerse şimdiye kadar olduğundan ziyade kuvvetli bulunduğumuza ve daha esaslı neticeler alacağımıza emniyetimiz tamdır.
Bu çok önemli konuşmadan sonra Atatürk, odasına çekildiği sırada, İzmir’den bir telgraf alır. Başyaver Salih Bozok, annesi Zübeyde Hanım’ın ölümünü üzülerek bildiriyordu. Zübeyde Hanım, bir süredir İzmir’de Uşaklıgil ailesi yanındaydı ve rahatsızdı. Atatürk, çıktığı Batı Anadolu gezisi sonunda İzmir’e gitmeyi ve annesini ziyaret etmeyi planlıyordu. Ancak daha öncesinde, 16 Ocak 1923 akşamı için İzmit’e İstanbul gazeteleri başyazarlarını davet etmişti. Çok önemli bir basın toplantısı yapacaktı. Kararını verir ve Başyaveri Salih (Bozok) Bey'e şu telgrafı gönderir:
-Verdiğiniz ölüm haberi beni çok müteessir etti. Merhumenin münasip bir tarzda defin merasimini ifa ettiriniz. Cenab-ı Hak, millete hayat ve selamet versin.
O gün akşam İzmit’e hareket eder. Zübeyde Hanımın vefatı kısa sürede duyulur. Atatürk’e, yurdun dörtbir yanından başsağlığı telgrafları gelir. Atatürk ertesi gün Anadolu Ajansı aracılığı ile şu mesajı yayınlar:
-Validemin vefatından dolayı birçok zevat ve heyetlerden hergün taziyetnameler almaktayım. Dostlarımın teessüratıma iştirakini görmek benim için mucib-i teselli oluyor. Orduları teftiş için sürekli seyahatte bulunmaklığım ayrı ayrı cevap yazmaya mani olduğundan dolayı ajans vasıtasıyla ulaştırılmasına mecbur olduğum teşekkürlerimin kabulünü rica ederim. Bu mesaj, gazetelerde yayınlanır.
Atatürk, 15 Ocak 1923’te Eskişehir’den başlattığı Batı Anadolu Gezisinde, İzmit’e, Bursa’ya, Manisa’ya uğramış, 27 Ocak 1923’te de İzmir’e gelerek, hemen o gün Karşıyaka’da annesinin mezarını ziyaret etmişti. İzmir’de 18 Şubat 1923 tarihine kadar kalan Atatürk, bu arada, 29 Ocak 1923 günü Latife (Uşaklıgil) hanımla evlenmiş, 7 Şubat’ta Balıkesir’e gidip gelmiş, 17 Şubat’ta da İzmir’de toplanan (Türkiye İktisat Kongresi)ni bir konuşmayla açmış, 18 Şubat günü de Ankara'ya doğru hareket etmişti.
İzmir'den Ankara'ya gitmekte olan Atatürk, Lozan'dan dönen İsmet Paşa ve Lozan Heyeti ile 19 Şubat günü Eskişehir’de buluşur. Heyette Dr. Rıza Nur, Hasan (Saka) da vardır. Sabah Lozan Heyeti ile görüşen Atatürk, o gün akşam, heyetle birlikte Ankara’ya doğru hareket eder.
Atatürk, 1 Mart 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Birinci Devre dördüncü toplantı yılını bir konuşmayla açtıktan sonra Konya ve Adana’ya kadar uzanan bir gezi düzenler. Yanında eşi Latife Hanım da olduğu halde 13 Mart 1923' te başlayan bu gezi sırasında özel treni ile Konya üzerinden Ankara’ya dönerken 24 Mart 1923 akşamı saat 20:00’de Eskişehir istasyonunda bir saat kadar duraklar ve istasyonda karşılamaya gelen Vali, Belediye Başkanı, Komutan ve milletvekilleriyle görüşür, halkı selamlar. Özel tren saat 21’e doğru Ankara’ya doğru hareket eder.
30 AĞUSTOS 1924 - 30 AĞUSTOS 1924
Atatürk’ün 29 Ağustos 1924 gününde başlattığı sonbahar gezisi, Dumlupınar’dan başlamış, Bursa’dan Doğu Karadeniz illerine, buradan Erzurum, Kars, Erzincan, Kayseri, Yozgat illerine uğrayaraktan 18 Ekim 1924’te Ankara’da son bulmuştu. Atatürk, bu uzun süreli geziye çıkarken, 29/30 Ağustos 1924 gecesi saat 1:30' da Eskişehir’e gelir. Yanında Latife Hanım, Başbakan İsmet (İnönü) Bey, Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak) Paşa, Milli Savunma Bakanı Kazım (Özalp), Milli Eğitim Bakanı Vasıf (Çınar) Bey, Bayındırlık Bakanı Süleyman Sırrı, Milletvekilleri, Genel Sekreter Tevfik (Bıyıklıoğlu) Bey, Başyaver Rusuhi ve başkaları vardır. Eskişehir İstasyonunda törenle karşılanan Atatürk, burada Kolordu Komutanı Kemaleddin Paşa ile buluşur, bir saat kadar gar binasında dinlendikten sonra Afyon’a doğru hareket eder.
Atatürk, Şapka Devriminin sonrasında Kastamonu gezisinden döndükten hemen sonra, 21 Eylül 1925 günü Ankara’dan özel trenle İzmit’e giderken aynı gün Eskişehir İstasyonunda bir saat kadar kalır. Burada kendisini şapka ve kasketli binlerce Eskişehirli karşılar. Aynı günün akşamı İzmit’e gelen Atatürk, ertesi gün 22 Eylül 1925' te Reşit Paşa Vapuru ile Mudanya’ya oradan da Bursa’ya geçer.
5 AĞUSTOS 1929 - 5 AĞUSTOS 1929
İstanbul’da 1929 yılı Temmuz ayı başlarında bir takım komünist faaliyetlerinin yüze çıkarılışı, Resimli Ay Dergisinde, milliyetçi yazar ve şairleri hedef alan (Putları kırıyoruz) başlıklı bir yazı yayınlanması üzerine, üniversiteli gençler toplantılar düzenliyor, komünizm aleyhine mitingler yapıyorlardı. Kimi komünistler ağır cezalara çarptırılmıştı. Gergin hava ve gençlerin heyecanı sürüp giderken, Atatürk, İstanbul’a gelmek gererğini duyar ve 5 Ağustos 1929 gecesi özel trenle Ankara’dan İstanbul’a hareket eder.
Atatürk'ü, gece yarısından sonra Eskişehir İstasyonunda Eskişehir Valisi İsmail Hakkı, Belediye Başkanı, komutanlar ve Temyiz Mahkemesi üyeleriyle birlikte, basın mensupları, öğretmenler ve halk karşılar. Atatürk, trenden inerek, Garda, kendisini karşılayanlarla görüşür. Bu arada Eskişehir’de yayınlanan Sakarya Gazetesinin başyazarı Atatürk’ten bir demeç ister. Atatürk:
-Sakarya Gazetesi, güzel bir isim, der ve ekler:
-Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.
Daha sonra sözü son olaylara getiren Atatürk şu demeci verir:
Türk milletinin toplumsal düzenini bozmaya yönelik didinmeler boğulmaya mahkumdur. Türk milleti, kendinin ve memleketinin yüksek menfeatleri aleyhine çalışmak isteyen karıştırıcı, sefil, vatansız ve milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emelleri anlayamayacak ve onlara müsamaha edecek bir topluluk değildir. O şimdiye kadar olduğu gibi doğru yolu görür. Onu yolundan saptırmak isteyenler ezilmeğe, kahredilmeye mahkumdur. Bunda köylü, işçi ve bilhassa kahraman ordumuz candan beraberdir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın!
Bu sırada, Temyiz Mahkemesi üyelerine dönerek şöyle konuşur:
Hakim Efendiler! Siz kanun adamlarısınız. Ellerinize Milletin, Vatanın her türlü hak ve menfaatlerini vikaye eden kanunlar tevdi edilmiştir. İşaret ettiğimiz noktaları işittiniz. Türk Milletinin büyük haklarını müdafaa ederken bu noktalar ehemmiyetle hatırda tutulmalıdır.
(Atatürk’ün bu sözleri üç gün sonra 8 Ağustos 1929 tarihli Hakimiyet-i Milliye Gazetesinin birinci sayfasında büyük harflerle yayınlanır, memlekette geniş yankılar uyandırır.)
Atatürk, Eskişehir İstasyonunda konuşmasını yaptıktan sonra, İstanbul’a doğru hareket eder.
Cumhuriyet onuncu yaşına giriyordu. On yılda yeni bir Türkiye varolmuştu. Atatürk, 1933 yılına yeni bir yurt gezisiyle giriyordu. Bu gezi Eskişehir üzerinden Bursa-Balıkesir-Kütahya-Adana-Gaziantep-Antalya-İzmir olarak planlanmıştı.
15 Ocak 1933 günü akşamı saat 20:00 de Ankara İstasyonundan kalkan özel tren, 16 Ocak 1933 günü sabah saat 10:30’da Eskişehir İstasyonuna girer. Atatürk’ün yanında İktisat Bakanı M. Celal (Bayar), milletvekillerinden Ali (Çetinkaya), Saffet (Arıkan), Nuri (Conker), Salih (Bozok), Kılıç Ali, Hasan Cavit, Başyaver Celal beyler ve başkaları vardır. Atatürk, Eskişehir’de, Valiliği, Belediyeyi ve Kolorduyu ziyaret ettikten sonra, Eskişehir Lisesinde derslere girer. Halkevinde Eskişehir halkı ve aydınlarla görüşür. Öğleden sonra Şeker Fabrikası’nın yerini ve havaalanını gezer, ilgililerden bilgi alır. Saat 18:10 da Bursa’ya doğru hareket eder.
Aynı yıl, 4 Aralık 1933 günü Eskişehir Şeker Fabrikası, törenle işletmeye açılır. Atatürk, aynı gün Ankara’da, Şeker Fabrikası ve şeker üretimi konusundaki görüşlerini fabrika defterine yazarak Eskişehir’e gönderir.
21 HAZİRAN 1934 - 21 HAZİRAN 1934
1934 yılının Haziran ayında İran Şahı Rıza Pehlevi Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirmiş idi. 16 Haziran günü trenle Samsun'dan Ankara'ya gelmiş olan Rıza Pehlevi Atatürk tarafından istasyonda karşılanmış idi. Ankara'daki incelemelerden sonra 20 Haziran 1934 günü Atatürk, yanında konuğu İran Şahı Rıza Pehlevi, İran Dışişleri Bakanı Bakır Han Kazım ve İran heyeti, ayrıca Başbakan İsmet İnönü, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, 3. Ordu Müfettişi Fahrettin Altay ve Ali Sait Paşa olduğu halde Ankara’dan İzmir’e doğru hareket eder. Konuklar, 21 Haziran 1934 sabahı saat 8:45' te Eskişehir İstasyonunda parlak törenlerle karşılanır. O gün Eskişehirde Hava Okulunu ziyaret eden ve avcı uçaklarının gösterisini izleyen Atatürk ve konukları, saat 12' de Afyon’a doğru hareket ederler. İran Şahı Rıza Pehlevi' nin ziyareti 6 Temmuz'a kadar sürmüştür.
8 HAZİRAN 1936 - 8 HAZİRAN 1936
Atatürk, Bursa’dan Ankara’ya dönerken 8 Haziran 1936 günü saat 10’ da Eskişehir’e bir kere daha gelir, o gün de protokol ziyaretlerini tamamladıktan sonra, yine havaalanına giderek uçak filolarının toplu uçuşlarını izler. Aynı gün saat 14:00’ te Ankara’ya doğru hareket eder.
Hatay meselesinin en hareketli günlerinde Atatürk 6 Ocak 1937 günü İstanbul’dan Eskişehir’e gelir, Başbakan İsmet İnönü, Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak, İçişleri ve Dışişleri Bakanları ile görüşür. Eskişehir’de 4 saat çalıştıktan sonra, aynı gün saat 17:30' da Konya’ya doğru hareket eder.
Konya dönüşünde 9 Ocak 1937' de tekrar Eskişehir’e gelen Atatürk, Eskişehir Orduevinde subaylarla bir toplantı yaptıktan sonra, İstanbul’a doğru hareket eder.
4 HAZİRAN 1937 - 4 HAZİRAN 1937
Atatürk, 4 Haziran 1937 günü Ankara’dan İstanbul’a gidiyordu. Yanında İçişleri Bakanı Şükrü Kaya da vardı. Aynı gün saat 20:40’ ta Eskişehir İstasyonunda trenden iner. Karşılayanları selamladıktan sonra, Eskişehir’de bulunan Sabiha Gökçen, Vali, Belediye Başkanı, Kolordu Komutanı ve Hava Alay Komutanını vagonuna alarak özel bir görüşme yapar. 15 dakikalık bu görüşmeden sonra tren saat 20:55' te İstanbul’a doğru hareket eder.
Atatürk, 12 Kasım 1937 günü çıkmış olduğu Doğu Anadolu gezisinden dönüşte, Adana - Konya üzerinden Ankara’ya gelirken 20 Kasım 1937 günü saat 17:45’te Eskişehir İstasyonunda 15 dakikalık bir mola verir. Karşılayanlarla görüştükten sonra Ankara’ya doğru hareket eder.
Atatürk’ün Eskişehire son gelişi 20 Ocak 1938 gününe rastlar. Ankara’dan İzmit’e giderken o gece saat 20:00 de Eskişehir’e gelir. Yanında Başbakan Celal Bayar, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Dışişleri Bakanı T. Rüştü Aras, Salih Bozok, Ali Kılıç, İsmail Müştak Mayakon, Dr. Şakir Ahmet, Tahsin Uzer ve başkaları vardır. Kendisini karşılayan Vali Kadri Üçok, Belediye Başkanı Kamil Erden ve Komutanlarla üç saate yakın görüşmeler yapar. Bu arada İstasyonda kendisini karşılamaya gelen öğrencilerle görüşür. Eskişehir’liler, şehre yeni getirilen Kalabak Suyuna Atatürk’ün adını vermek istiyorlardı. Atatürk bu önerilerine karşı çıkar ve şu sözleri söyler:
-Tabiatın vermiş olduğu bir nimetin sahibi olmak isteği ve iddasında hiçbir zaman olmadım.
Atatürk, gece yarısından sonra, Yalova’ya gitmek üzere İzmit’e hareket eder.
Eskişehirliler Atatürk’ü, 21 Kasım 1938 günü bir kere daha bağırlarına bastılar, İstanbul’dan Ankara’ya trenle getirilen Atatürk’ün naaşını gözyaşları içinde çiçek yağmuruna tuttular.
ESKİŞEHİR' DE ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFLARI
Kaynaklar:
1- Mehmet Önder, Atatürk'ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Birinci Baskı, 1975
2- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2007
3- Fotoğraflarla Atatürk, Genelkurmay Personel Başkanlığı, Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, 2015
4- Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
5- Andrew Mango, Atatürk, 2004