Atatürk, karargahı Diyarbakır - Silvan'da bulunan 16. Kolordu'nun Komutanlığı görevini sürdürüken, 2. Ordu Komutanı Ahmet İzzet Paşa'nın izinli olarak İstanbul'a gitmesi üzerine, Vekaleten 2. Ordu Komutanlığına atanır. Atatürk 16 Aralık 1916 günü Elazığ - Sekerat' ta (Kovancılar ilçesine bağlı Yazıbaşı Köyü) bulunan 2. Ordu Karagahı'na gelir. Yolda Ahmet İzzet Paşa ile karşılaşır ve kısa bir görüşme yaparlar. 2. Ordu Kurmay Başkanı Albay İsmet (İnönü) Bey'dir. Atatürk'ün İsmet Bey ile ilk temasları ve yakın çalışması bu dönemde gerçekleşir.
Atatürk 2 Ocak 1917 günü, Ahmet İzzet Paşa'nın izinden dönmesi üzerine Vekillikten ayrılır ve tekrar Silvan'a döner.
20 HAZİRAN 1917 - 21 HAZİRAN 1917
7 Mart 1917 günü Genelkurmay Başkanlığınca "Kafkas Orduları Grubu" kurulmuş ve komutanlığına 2. Ordu Komutanı Ahmet İzzet Paşa getirilmiştir. Atatürk, boşalan 2. Ordu Komutanlığına önce vekaleten daha sonra 16 Mart 1917 gününde asaleten atanır. O günlerde 2. Ordu Karargahı Diyarbakır'dadır. 2. Ordu Komutanlığı görevi sırasında kendisine bağlı birlikleri denetleyen Atatürk, denetleme sonunda 20 Haziran günü Elazığ'a gelir ve Grup Komutanı Ahmet İzzet Paşa ile bir görüşme yapar. Bu sırada Başkomutan Vekili Enver Paşa, Grup Komutanı Ahmet İzzet Paşa'ya bir telgraf çekerek Atatürk ile birlikte kendisiyle buluşmak üzere Halep'e hareket etmelerini ister. Bunun üzerine Atatürk Ahmet İzzet Paşa ile birlikte, 21 Haziran günü Diyarbakır üzerinden Halep'e gitmek üzere Elazığ'dan ayrılır.
Atatürk, 1937 yılının Kasım ayında Doğu Anadolu’ya son gezisini yapmıştır. 12 Kasım 1937 günü, yanında Başbakan Celal Bayar, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya, Sabiha Gökçen ve daha başkaları olduğu halde özel trenle önce Sivas’a, buradan Çetinkaya’ya hareket eder. Daha sonra Malatya’ya, oradan Diyarbakır’a geçer. 16 Kasım 1937 gecesi saat 18:45'te ise Elazığ’a gelir. Atatürk'ü Maden ilçesinde Dördüncü Genel Müfettiş General Abdullah Akdoğan, Vali Şefik Bicioğlu, Belediye Başkanı Hürrem Müftügil karşılarlar.
17 Kasım 1937 sabahı Atatürk, önce Dördüncü Genel Müfettişliğe gelerek, General Abdullah Akdoğan’dan Elazığ ve çevresi sorunları hakkında geniş bilgi alır. Bir süre sonra Tunceli’ye bağlı Pertek ilçesine hareket eden Atatürk, buradan Murat suyunu geçerek Hozat Deresi üzerinde yeni yapılmış olan Singeç Köprüsüne gelir. Beton köprü gerçekten gösterişli yapılmış, çevrenin yıllardanberi süregelen ulaşım sorununu çözmüştür, Atatürk, köprünün açılışını yapıp kordelayı kestikten sonra şunları söyler:
-Daha önce soyunup suya girdikten sonra geçilen ırmak, şimdi buna lüzum görülmeden sinerek geçiliyor. Köprü’ye bundan böyle Singeç diyelim.
Daha sonra, Pertek Köprüsünü geçerek Pertek’e gelir. Halkevinde dinlendikleri sırada Atatürk, Pertekli gençlerle görüşmeler yapar. Çocukların ve gençlerin yüzlerindeki (Şark çıbanı) denilen, bir sineğin sebeb olduğu yaralar üzerinde durur. Hükümet doktorundan bilgi alır. Önce hastalığı meydana getiren sineklerle mücadele edilmesini, sonra yaraların tedavi çarelerinin kesinlikle bulunmasını emreder. Bir süre sonra, Pertek’ten ayrılarak saat 19'da Elazığ’a döner.
O gece Elazığ Halkevinde Atatürk ve konuklar için bir gece düzenlenir. Saat 20'de Halkevine gelen Atatürk, Elazığ Milletvekili Fazıl Ahmet Aykaç’tan bir konuşma yapmasını ister. Şair ve edip Fazıl Ahmet Aykaç, kürsüye gelerek, Atatürk’ün önceden verdiği direktif üzerine, özellikle, o zaman şehrin adı olan Elaziz üzerinde durur. Bu adın "Elazık" dan bozulma olduğunu, aslının Elazık olacağını, "Azık" kelimesinin Türkçe’de "verimli" anlamına geldiğini söyler. Daha sonra Milletvekili İsmail Müştak Mayakon kürsüye gelir. Yaptığı konuşmada, Osmanlı edebiyatında arap ve fars dillerine karşı duyulan aşırı özentiyi, örnekleriyle anlatır. Kimi Türkçe sözlerin bu özenti yüzünden arapçaya benzetildiğini, "Elazık" sözünün de "El-aziz" olduğunu söyler.
O gece salonu dolduran Elazığlıların da isteği Elaziz adının (Elazık) şeklinde değiştirilmesi yönünde olur. (Atatürk Ankara’ya döndükten sonra, 10 Aralık 1937 günlü Bakanlar Kurulu kararıyla "Elaziz" adı, söyleme kolaylığı da düşünülerek "Elazığ"a çevrilir.)
Gece yarısından sonra saat 1'e geldiğine Atatürk ayağa kalkar ve "Yürüyelim arkadaşlar!. " der. Tüm salon (Yürüyelim arkadaşlar) marşı ile inler. Elazığlılar Atatürk’ü ve yanındaki konukları istasyona kadar coşkun gösterilerle uğurlarlar. Özel tren Fevzipaşa’ya doğru yola çıkar.
ELAZIĞ' DA ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFLARI
Kaynaklar:
1- Mehmet Önder, Atatürk'ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Birinci Baskı, 1975
2- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2007
3- Fotoğraflarla Atatürk, Genelkurmay Personel Başkanlığı, Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, 2015
4- Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008
5- Andrew Mango, Atatürk, 2004