BALIKESİR

PAYLAŞ

 

     ANA SAYFA

 
 

6 ŞUBAT 1923 - 10 ŞUBAT 1923

 

Atatürk, 29 Ocak 1923 günü İzmir’de Latife (Uşaklığil) Hanım ile evlenmiştir. Evliliğinin haftasına birlikte Balıkesir’e bir gezi yapmışlardır. 5 Şubat 1923’te İzmir’den hareketle, önce Akhisar’a gelmişler, Akhisar Belediyesi ve Türkocağında, memleketin genel durumu ve geleceği konusunda heyecanlı konuşmalar yaptıktan sonra buradan Kırkağaç ve Soma’ya geçmişlerdir.  Soma’da Belediye Başkanı Hayrettin (Karan) başkanlığındaki Balıkesir heyeti Atatürk’ü beklemektedirler. Bir de Balıkesirli kadınlar heyeti vardır. Atatürk bu heyetlerle birlikte 6 Şubat 1923 günü öğleden sonra Balıkesir’e gelir.

Balıkesir, tak ve bayraklarla donanmıştı. Hakimiyet-i Milliye Gazetesi muhabiri, o gün çevre ilçelerden gelenlerle birlikte Balıkesir’de 50 bin kişi olduğunu yazıyordu. Ali Hikmet ve Naci (Eldeniz) paşalarla, Balıkesir milletvekillerinden bazıları, Balıkesir Mutasarrıfı, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri, asker, öğretmen, öğrenci, onbinlerce halk Atatürk’ü karşılarlar. Atatürk, beraberinde Kazım Karabekir Paşa ile, Milli Kuvvetler Caddesi üzerine serilen halılar ve devasa taklarla süslenen cadde boyunca halkı selamlayarak Belediye binasına geçer. Kısa bir süre dinlendikten sonra Belediye balkonuna çıkarak, yapılan geçit törenini izler. Törenden sonra Komutanlığı ziyaret ederek, paşalarla bir süre görüşür. Akşam yemeğinden sonra, geceyi Sacitzade Mahmut Bey'in evinde geçirir. O gece fener alayı düzenlenir.

Ertesi gün yani 7 Şubat 1923 Cuma günü Balıkesir’in Zağnos Paşa Camiinde, Cuma namazından sonra şehitlerin ruhlarına ithaf edilmek üzere Mevlid okunacaktır. Atatürk, Cami’e gelerek Cuma namazından ve okunan Mevlid’den sonra minbere çıkarak bir hutbe verir. Hutbe şöyledir:

-Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz  Hazretleri,  Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir. İnsanlara maneví mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir, mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilâhî tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak'tır.

Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti. Biri kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi. Millet işlerini Allah'ın evinde yapardı. Hazret-i peygamber'in mübarek yollarını takip ederek bu dakikada milletimize ve milletimizin şimdiki ve geleceğine ait konuları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde, Allah'ın huzurunda bulunuyoruz. Beni bu şerefe kavuşturan Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.

Efendiler! Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini almak için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihninin başlı başına faaliyette bulunması lâzımdır. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz için her şeyden önce hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.

Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşüncelerini anlamak istiyorum. Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, millet fertlerinin tamamının arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.

Camii tıklım tıklım dolduran cemaat, hem hayranlıkla dinlemiş, hem de hayret ettirmiştir. Ömrü cephelerde, savaş meydanlarında, mücadele içinde geçmiş bir insanın üstün dini bilgileri, üstelik çok güzel konuşması herkesi hayrete düşürmüştür. Gerçekten de yirmi kadar soru sorulmuştur. Atatürk dini, siyasi bu soruları büyük bir rahatlık ve açıklıkla cevaplandırmıştır. Hilafet Makamına, Lozan Konferansına değinmiş, Kadın hakları, Halk Fırkasının durumu üzerinde konuşmuştur. 

Çeşitli sorulara cevap verirken şu sözleri söylemiştir:

-Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir dilde olması ve onların da bugünkü gerek ve ihtiyaçlarımıza temas etmemesi, halife ve padişah namını taşıyan müstebitlerin (zorba) arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi. Hutbeden amaç, halkı aydınlatma ve ona doğru yolu göstermektir, başka şey değildir. Yüz, iki yüz, hatta bin sene evvelki hutbeleri okumak, insanları bilgisizlik ve dalgınlık içinde bırakmak demektir.

-Asrın bize verdiği dersten milletimizin lüzumu kadar aydınlandığını görüyorum. Başarımız elbette birlik ve beraberlikle olacaktır.

-Millet ve orduda gördüğüm yüksek yeteneklerden memnunum.

Atatürk’ün bu konuşması Balıkesir’de geniş yankılar uyandırmıştı.

8 Şubat 1923 günü saat 16:30’da Balya’ya, oradan da Edremit’e gelirler. Geceyi Edremit'te geçiren Atatürk ve eşi Latife Hanım 10 Şubat günü Balıkesir'e döner buradan İzmir'e doğru hareket ederler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

8 EKİM 1925 - 10 EKİM 1925

 

Atatürk, şapka devriminin öncesinde Kastamonu ve İnebolu’ya yaptığı geziden 20 gün sonra Bursa’ya gelmiş, bir süre Bursa’da kalmıştı. Bursa’dayken 8 Ekim 1925 günü Balıkesir’e geleceği öğrenilir. Atatürk Bursa'dan Mudanya'ya oradan da Ertuğrul Yatı ile Bandırma'ya geçer. gemiden indikten sonra yaya olarak halkın arasından geçerek istasyonda hazır bulunan trene biner. Atatürk Bandırmalılar’la sohbet ederken şehri’de dikkatlice incelemiştir. Kurtuluş Savaşında iki yılı aşkın bir süre işgal altında kalan ve yakılan Bandırma’nın hala yangın izlerini taşımasını gördükten sonra Bandırmalılar’a şöyle seslenir:

-Milletimiz çalışkandır. Bu fazileti taşıyan Bandırmalılar’ın şehirlerini imar edeceklerinden halen barut ve is kokan bu beldeyi mamur hale getireceklerinden asla şüphe etmiyorum.

Trende Heyetleri kabul eden Atatürk daha sonra Balıkesir’e hareket eder, akşama doğru Balıkesir’e gelir. Kendisini Balıkesir Valisi Mümtaz ve Belediye Başkanı Hayrettin (Karan) karşılar, doğruca Belediye’ye giderler. Bir kahve içimi dinlendikten sonra, Belediye Başkanı, halkın Belediye önünde toplandığını söyler. Atatürk kürsüye çıkar ve "püsküllü yadigar" dediği fes’e ve bunun yerine giyilmesi gereken şapkaya değinir:

-Türk milleti hergün yeniden yeniye ve çok dikkatli tetkik olunmağa değeri olan bir cevherdir. Milleti, medeniyet yolundan alıkoymak isteyenler zavallıdır, bedbahttır. Türk milletini kendi nefsini bile anlamaktan men eden seller, setler imha edilmiştir, yıkılmıştır. Ve mütemadiyen imha edilecektir, yıkılacaktır diyerek sözlerini tamamlar.

Ertesi gün, 9 Ekim 1925’te, Meclis Başkanı Kazım (Özalp), Ali Said ve Ali Hikmet paşalarla bir otomobil gezintisi yapar. Öğleden sonra Hükümet’te heyetleri kabul ederek, onlarla görüşür. 10 Ekim günü Balıkesir Türkocağına uğrayarak, gençlerle memleket sorunları üzerine görüşür. Ayrılırken Türkocağı defterine şu cümleleri yazar:

-Balıkesir Türkocağında genç, münevver, ateşin azasının samimi huzurlarıyla geçirdiğim kıymetli dakikaları daima mütehassis olarak hatırlayacağım. Çok müstaid ve mutassavver teşebbüsatını büyük memnunlukla dinledim. Millete, asrın, medeniyetin bugünkü ve yarınki icabatını hüsn-i telkinde Balıkesir Türkocağının feyizli bir menba ve muvaffakiyetli bir müessese olmasını temenni ederim (Millete yüzyılın uygarlığının bugünkü ve yarınki gereklerini iyi aşılamaya Balıkesir Türkocağı'nın verimli bir kaynak, başarılı bir kurum olmasını dilerim).

Balıkesirliler Atatürk’e yerli malı bir şapkayla, bir de ince dokunuşlu halı armağan sunmuşlardır. Atatürk ertesi günü, 10 Ekim 1925 Cumartesi günü saat 11:30’da Soma’ya doğru hareket eder.

 

13 HAZİRAN 1926 - 15 HAZİRAN 1926

 

Bursa’da bulunan Atatürk Balıkesir üzerinden İzmir’e geçecekti. 13 Haziran 1926 günün sabah 8:00' de Bursa'dan hareketle Mudanya'ya, buradan da Karadeniz Vapuru ile Bandırma'ya gelir.  Atatürk, Karadeniz Vapuru'nda açılan gezici sergiyi ziyaret eder ve geminin hatıra defterine şunları yazar:

- Sergi, başarıya ulaşmış bir eserdir. Bende gayet iyi izlenimler meydana getirdi. Sunuş tarzı çok iyidir. Hazırlayıcısını takdir ve tebrik ederim.

13 Haziran 1926 akşamı Balıkesir’e gelir ve geceyi burada geçirir. Ertesi gün, İzmir’e hareket edeceği sırada, İzmir Valisi Kazım (Dirik)' ten acele bir telgraf alır. Vali, İzmir’de kendisine karşı bir suikast teşebbüsünün meydana çıkarıldığını, hareketinin geçiktirilmesini bildiriyordu. Üzülür. O gün, Balıkesir'de Belediye’yi, Öğretmenler Derneğini, Türkocağını ve Cumhuriyet Halk Partisini ziyaret eder. İdman Yurdu lokalinde gençlerle bir süre konuşur. Akşam Belediyede şerefine verilen baloya katılır. 15 Haziran 1926 günü suikastçılardan bir kısmı İzmir’de tutuklanır. Atatürk orduevini ziyaret ettikten sonra akşam saat 19:00’da İzmir’e doğru hareket eder.

 

 

 

 

 

 

 

7 ŞUBAT 1931 - 8 ŞUBAT 1931

 

Atatürk’ün Balıkesir’e 4.gelişi 7 Şubat 1931 tarihine rastlar. 8 yıl önce ilk gelişi de 6 Şubata rastlamıştı. Bu defa İzmir’den gelmektedir. Trenden iner inmez halkın arasında Hükümet Binasına kadar yürür. Bir süre dinlendikten sonra, öğle yemeğini Komutanlıkta Ali Hikmet Paşa’yla birlikte yer. Öğleden sonra, Belediyeyi ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni ziyaret eder. Yaptığı konuşmalarda daha çok kooperatifçilik üzerinde durur. Türkocağına da geldiğinde yaptığı konuşmasında ise şunları söyler:

-Halkın saflığından faydalanarak milletin maneviyatına saldıran kimselerle onların ardından gidenler, elbette ki birtakım cahillerden ibarettir. Bunlar, Türk milleti için yüzkarası oluşturacak vaziyetlerin meydana gelmesinde daima etken olmuşlardır. Milletimizin önünde açılan kurtuluş ufuklarında aralıksız yol almasına mani olmaya çalışanlar, hep bu müesseseler ve bu müesseselerin mensupları olmuştur. Millete anlatmalıdır ki, bunların millet bünyesinde yaptıkları tahribatı hissetmek lazımdır. Bu gibilerin mevcudiyetini müsamaha ile karşılayanlar, Menemen'de Kubilay'ın başı kesilirken kayıtsızca seyretmeye tahammül ve hatta alkışlamaya cesaret edenlerle birdir.

Atatürk, 8 Şubat 1931 Sabahı İzmir’e döner.

 

 

20 OCAK 1933 - 22 OCAK 1933

 

Atatürk, 1933 yılı Ocak ayının 15'inde uzun süren bir yurt gezisine çıkmıştı. Cumhuriyet Onuncu yaşına giriyordu. Memleketin dört bucağında aklın almayacağı hızla bir kalkınma, bir silkinme ve yeniden diriliş olmuştu. Bunu yalnız Türk milleti değil, bütün dünya biliyor, görüyordu. Atatürk, yapılan işleri bir kere daha görmek üzere önce Eskişehir’e gelmiş, buradan Bursa’ya geçmişti. Bursa’dan Gemlik’e gelen Atatürk, 20 Ocak 1933 akşamı Gülcemal Vapur’u ile Bandırma’ya hareket etmişti. Gece saat 22:00'de Bandırmaya gelen Atatürk, vapurda yetkilileri kabul ettikten sonra özel treni ile Balıkesir'e hareket eder. Atatürk’ü Bandırma’da Balıkesir Valisi İbrahim Ethem (Akıncı) ve Belediye Başkanı Naci (Kodanaz) karşılar. Geceyi Balıkesir'e 20km uzaklıktaki Yeniköy İstasyonu'nda geçirir.

Atatürk, ertesi günü, 21 Ocak 1933'te saat 12:00'de Balıkesir’e gelir. Atatürk’ün kalacağı Vali Konağında bir süre dinlenen konuklar, buradan sırasıyla Hükümet Binasına, Belediye Binasına, Kolordu Karargahına ve Cumhuriyet Halk Partisine geçerler. Atatürk, Belediye Başkanına:

-Balıkesirlilerin hakkımda gösterdikleri samimi duygulardan çok memnunum. Özellikle teşekkürlerimi bildirmenizi rica ederim, der.

Ertesi gün, 22 Ocak 1933 doğruca Lise ve Öğretmen Okulu’na gider ve derslere girer. Öğretmen ve öğrencilerle konuşur. Orduevine giderek çay içer. Gece, hazırlanan temsili izler. Pamukçu Köyü zeybekleri milli oyunlar oynar. Gece yarısı saat 24:00’te, Kütahya’ya gitmek üzere trene biner.

 

 

 

13 NİSAN 1934 - 16 NİSAN 1934

 

Atatürk 13 Nisan 1934 günü İzmir'den hareketle Bergama, Dikili ve Ayvalık'ta inceleme ve denetlemelerde bulunmuş, akşam Edremit'e gelerek geceyi burada geçirmiştir. 14 Nisan günü Küçükkuyu, Ayvalık ve Ezine üzerinden Çanakkale'ye giden Atatürk, 15 Nisan Pazar günü Balya üzerinden Balıkesir'e gelmiş ve bazı askeri birlikleri denetlemiştir. Atatürk 16 Nisan sabahı Balıkesir'den ayrılarak Eskişehir’e gitmiştir.

 

24 HAZİRAN 1934 - 25 HAZİRAN 1934

Son geliş

 

Atatürk’ün Balıkesir’e son gelişi 24 Haziran 1934’tür. Atatürk bu gezisini İran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte yapmıştır. Kalabalık bir heyet halinde İzmir’den trene binen konuklar 24 Haziran 1934 günü Menemen'de piyade alayını denetlemişler oradan Soma üzerinden saat 17’de Balıkesir’e gelmişlerdir. Burada büyük bir törenle karşılanmışlardır. Atatürk, Şah’la birlikte Vali Konağına gelir ve balkondan geçit resmini izlerler. Daha sonra Necati Bey Öğretmen Okulunu gezerler. Geceyi Balıkesir’de geçirdikten sonra ertesi günün sabahı Çanakkale’ye hareket ederler.

Atatürk, çok sevdiği Balıkesir’e bir daha gelememişti. 24 Haziran 1938 günü rahatsız olarak Savarona yatıyla Balıkesir’in sevimli ilçesi Erdek’e gelmiş, yatı kıyıda demirlemişti. Karaya çıkamadığı için kendisini ziyaret eden Balıkesir heyetine,

-Balıkesirli vatandaşlarıma selam ve sevgilerimi iletiniz, demişti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BALIKESİR'DE ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFLARI

 

Kaynaklar:

1- Mehmet Önder, Atatürk'ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Birinci Baskı, 1975

2- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2007

3- Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi,  Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV, 2006

4- Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008

5- Andrew Mango, Atatürk, 2004

6- Fotoğraflarla Atatürk, Genelkurmay Personel Başkanlığı, Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, 2015

7-https://balikesir.ktb.gov.tr/TR-94491/ataturk39-un-balikesir39i-ziyaretleri.html

8-http://balikesirbandirma.kutuphane.gov.tr/TR-154605/ataturkun-bandirmaya-gelisi.html