AYDIN

PAYLAŞ

 

    ANA SAYFA

 
 
 
 

9 ŞUBAT 1924 - 10 ŞUBAT 1924

 

İl sınırları ele alındığında Atatürk'ün Aydın'a ilk gelişi, eşi Latife Hanım ile birlikte, 9 Şubat günü İzmir'den hareketle Ayasluğ harabeleri, Kuşadası ve Söke'yi ziyareti şeklinde gerçekleşmiştir (ancak bu gezisinde Aydın şehrine uğramamıştır). Aynı gün Söke'de Türkocağı'nı hizmete açan Atatürk, ertesi gün ise 1. Kolordunun yapmakta olduğu harp oyunlarını izlemiş ve Kolordu Komutanı İzzettin (Çalışlar) Paşa'yı tebrik ettikten sonra Söke'den ayrılarak İzmir'e dönmüştür.

 

 

 

3 ŞUBAT 1931 - 4 ŞUBAT 1931

Atatürk, Aydın şehrine ilk kez 3 Şubat 1931 günü gelmiştir. Aydınlılar bu günü şeref günü sayarak, Şehir Meclisi kararı ile her yıl kutlamışlardır. Atatürk, çok partili demokrasi düzeninin bizde ilk denemesi olan Serbest Fırka hareketinden sonra, bu fırkanın yaptığı eleştiriler üzerine, sorunları yerinde incelemek ve görmek üzere Cumhuriyet Halk Fıkrası Genel Sekreteri Recep Zühdü’nün başkanlığı altında, çeşitli bakanlıklardan uzmanları içine alan bir komisyon kurmuş, bu komisyon üç ay çalışarak, Atatürk’le birlikte Anadolu gezilerine katılmış, ayrıntılı bir rapor hazırlamıştı. 3 Şubat 1931 günü Atatürk’ün İzmir’den Aydın’a gelişi bu nedenle idi.

Atatürk, 3 Şubat 1931 günü saat 15:00’te özel treni ile Aydın'a gelmiştir. Aydın Valisi Fevzi ve Ordu Müfettişi Fahreddin (Altay) Paşa, Atatürk’ü il sınırında karşılamışlar, Aydın’a kadar birlikte gelmişlerdir. Doğruca Belediye’ye gitmişler ve Belediye Başkanı Vekili Emin Bey, kendilerine şehrin sorunları hakkında geniş bilgiler vermiştir. Buradan Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçilmiş ve orada toplanmış olan çeşitli esnaf kuruluşlarının temsilcileri ile birlikte ekonomik sıkıntılar, üretimin gereği gibi değerlendirilmediği gibi sorunlar ve bu sorunların giderilebilmesi için neler yapılabilineceğinden bahsedilmiştir. Atatürk, daha çok kooperatifçilik üzerinde durmakta ve üretim kooperatiflerinin arttırılmasını istemekteydi. Atatürk, akşam üzeri Türk Ocağı’na gitmiş ve Ocak başkanı Fevzi (Germen) kendisini üyelerle birlikte karşılamıştır. Atatürk ile gençlere:

-Sağlık, sosyal, kültürel ve tarım alanlarında köylüyü aydınlatacak ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Bir programınız var mı? Diye sorunca, bir genç atılmış:

-Paşam, harcırahımız ve vasıtamız olmadığı için köylere gidemiyoruz.. cevabını vermiştir.

Atatürk’ün bu söze canı sıkılmış ve sinirlenmiştir. Çevresinde bulunanlara şu sözleri söyler:

-Siz gidemiyorsunuz ama, bir sürü yobaz ayağına çarığını çektiği gibi, sırtında torbasıyla, karanfil v.s. satıyorum diye inkılabı köstekleyen yayınlarla köyleri adım adım dolaşıyor. Sizinse bu uğurda en küçük bir tedbiriniz yok. Türk ocakları, fikri hayatta millete mürebbilik yapmalı, ilim, iktisat, güzel sanatlar ve çeşitli kültür alanlarında vatandaşları yetiştirmek için öncülük etmelidir. Türkocakları, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kültür şubesidir. Ocaklılar, Cumhuriyet Halk Partisi'nin programını vatandaşlara izah etmekle asıl görevlerini yapmış, ülkülerine en büyük hizmeti yerine getirmiş olurlar.

Atatürk Türk Ocağı’ndan ayrıldıktan sonra, idare heyetinin toptan istifa ettiği ve Asaf (Gökbel) başkanlığında yeniden kurulduğu öğrenilir. Atatürk o geceyi trende geçirmiştir.

4 Şubat 1931 günü saat 8.30 da tren Nazilli’ye hareket eder. Belediyede yapılan toplantıda Nazilliler, yanmış olarak ele geçen şehrin imarı için kurtuluştan bu yana üç milyon liraya yakın bir harcama yapıldığını, Nazilli’nin ekonomik hayatında önemli bir rol oynayan pamuk üretiminin arttırılması için su kanallarının bir an önce yapılmasını ve bir pamuk islah istasyonunun açılmasını ve bir basma fabrikanın kurulmasını isterler. Atatürk bu dilekleri not ettirir. Öğleye doğru Denizli’ye doğru hareket eder.

 

 

 

9 EKİM 1937 - 12 EKİM 1937

 

Atatürk, Nazilli’lerin bir basma fabrikası açılması dileklerini, Birinci Beş Yıllık Sınai proğramı içine aldırmış ve fabrikanın yapımı tamamlanmıştır. Artık, Atatürk’ün eliyle açılmayı beklemektedir.

Atatürk, 8 Ekim 1937 günü, hem Nazilli Basma Fabrikasını açmak, hem de Ege’de yapılacak askeri manevraları izlemek üzere özel treniyle doğruca Nazilli’ye hareket eder. Bu yolculuğunda, Prof. Afet İnan, o günlerde başbakanlıktan ayrılmış bulunan İsmet İnönü de bulunmaktadır. Tren, 9 Ekim 1937 günü saat 14’te Nazilli istasyonuna girer. Burada Başbakan Celal Bayar, Mareşal Fevzi Çakmak, General Asım Gündüz ve İzzettin Çalışlar, bakanlar, milletvekilleri Aydın Valisi, binlerce halk kendisini karşılarlar. Sümerbank Genel Müdürü Nurullah Sümer, Atatürk’e törenin programını sunar. Program gereği önce Halkevine geçilir daha sonra şehrin az dışarısında bulunan Fabrikaya doğru hareket edilir. Fabrika Müdürü’nün odasında verilen açıklamaları dinleyen Atatürk, Tören alanına gelir. O günleri yaşayan Prof. Afet İnan yaşananları şöyle anlatır:

"Balkondan şehir adına söylenen nutuk dinlendi. Celal Bayar, İnönü hükümetinin tatbiklerinden olan bu eseri, kat’i rakamlarla canlandırdı. Nutuk bitince, Türkü giydirecek olan Türk işçileri erkekli kadınlı, Atatürk’ün önünde geçit resmi yaptılar. Bir örnek giyinmiş kadın işçiler, Türk yurdunda işbirliğinin canlı timsalleri idi. Kayseri fabrikasının spor teşekkülü de bu törende yer almıştı. Elimize verilen planlara göre ilk kısmın önüne geldik. Atatürk kırmızı kordela ile bağlanmış, sarı madenden Sümerbank harfleri ile yapılmış bir anahtar ile kapıyı açtı. Herkes içeriye girdi. Dışardaki hava sıcaklığı, bu binada teknik tekamülün seyrine uyularak, serinliğe yerini vermişti. Fabrika direktörünün rehberliğinde yürüyoruz. Pamuk, işleyen makinelerde türlü şekiller alıyor. İplikler, binlerce makara üzerinde kümeleşiyor. Makaralar çözülerek tezgahların bulunduğu yerde her makinenin başında duran bir işçi "marş" emrini bekliyordu. Direktör, Atatürk’e hitap ederek:

-İşlemek için emrinizi bekliyorlar, dedi.

Büyük yerden çıkan emir, 480 makineyi birden gürültülü bir faaliyete koydu. Bunun üzerine Atatürk şunu dedi:

-İşte halk’a refah verecek sesler!.

Her makine, işçisinin kumandasıyla işliyordu. Kumaşlar dokunuyor, yıkanıyor, renkleniyor, sonunda kimyanın modern tekniğine ulaşıyor, renk renk çiçeklerle bezeniyordu. Burada aynı zamanda yeni bir şey öğrendik. Anadolunun her bölgesinin bir renk seçişi varmış. Onun için Türk sanatkarı, Türk zevklerine hitap etmeğe mecburdur, gerek renklerinde, gerek çiçeklerin seçilişinde.. En sonunda, basmaların top haline konduğu dairede gezme işi bitti.."

Program sona erdikten sonra Atatürk ve beraberindeki heyet Aydın’a gitmek üzere istasyon’a giderler. Saat 16:10 da özel tren Aydın’a doğru hareket eder.

Geceyi Aydın’da geçiren Atatürk, ertesi günü, 10 Ekim 1937 sabahı saat 8:00' de, beraberinde Celal Bayar, İsmet İnönü, Prof. Afet İnan, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Dışişleri Bakanı T. Rüştü Aras, Adliye Bakanı Şükrü Saraçoğlu, generaller, Aydın Valisi olduğu halde otomobillerle Söke’ye gelirler. Buradan Ege manevralarının yapıldığı alana geçerler. Mareşal Çakmak ve öteki generallerle birlikte manevrayı izlerler. Daha sonra Kuşadası üzerinden Çamlığa gelen Atatürk, burada yemek yer ve geceyi burada, trende geçirerek dinlenir.

Atatürk, 11 Ekim günü Çamlık bölgesinde gerçekleştirilen askeri manevraları da izler ve komutanlarla görüşür. 12 Ekim 1937 de Aydın’a gelerek, Hükümet binasında heyetlerle görüşmeler yapar, öğleye doğru da İsmet İnönü ile  birlikte Ankara’ya dönmek üzere Aydın'dan ayrılırlar. Atatürk, trende sohbet esnasında İsmet İnönü'ye şunları söyler:

- Büyük devletler arasındaki mücadele, gerginlik, düşmanlık o haldedir ki bunların arasında bulunarak bir badireye karışmak ihtimali vardır. Bu ihtimale karşı ise son derece dikkatli, tedbirli ve soğukkanlı bulunarak, postu kurtarmaya çalışmak vaziyetindeyiz.

   

 

 

 

 

 

   

 

 

   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AYDIN'DA ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFLARI

 

 

Kaynaklar:

1- Mehmet Önder, Atatürk'ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Birinci Baskı, 1975

2- Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2007

3- Fotoğraflarla Atatürk, Genelkurmay Personel Başkanlığı, Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, 2015

4- Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, 2008

5- Andrew Mango, Atatürk, 2004